Üç kıta arasında hem coğrafi hem de diplomatik olarak stratejik konumda yer alan yaklaşık 85 milyon nüfuslu bir ülke… Ve tüm bu dinamikler doğrultusunda hassas stratejilerle işleyen dev bir çark… Evet; konumuz, Türkiye ekonomisi! Türkiye’nin 1923’ten bugüne ekonomik açıdan hangi aşamalardan geçtiğine göz atmaya ne dersiniz?
Ekonomi, bir ülkenin kalkınmasından vatandaşlarının refah düzeyine kadar büyük etki sahibi olan önemli bir kavramı oluşturuyor. Türkiye ekonomisine dair merak edilenler, yalnızca günümüzle sınırlı kalmayarak Cumhuriyet’in ilan edildiği yıla kadar uzanıyor. 1923 ve 2023 arasındaki son 100 yıllık süreçte ekonominin nasıl seyrettiği, ekonomistlerden ülkedeki gençlere kadar neredeyse herkesin araştırdığı bir konu! Bunun böylesine merak konusu olması ise hiç şaşırtıcı sayılmaz, sizce de öyle değil mi?
Peki, Türkiye ekonomisi ülkenin kuruluşundan bu yana geçen yaklaşık bir asırlık zaman diliminde hangi yollardan geçmiş olabilir? Siz de bunu merak ediyorsanız, Türkiye ekonomisinin özeti niteliğindeki bu kapsamlı dosyamıza mutlaka göz atmalısınız! Yıldan yıla dış ticaret rakamlarını ve ekonomi yönetiminde atılan en önemli adımları bu sayfanın devamında dönemler özelinde ele aldık. Hadi, başlayalım:
1. 1923 ve 1929 Yılları Arası Türkiye Ekonomisi
|
|||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- Yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ekonomi politikalarını belirlemek için İzmir İktisat Kongresi toplandı.
- Aşar usulünün kaldırılması ve Ziraat Bankasının sermayesinin artırılması kararı alındı.
- Lozan Antlaşması ile ekonomik bağımsızlık kazanıldı.
- Devlet, özel sektörün gelişimi için çeşitli desteklerde bulundu. Sanayi faaliyetleri üzerinde girişimde bulunan girişimcilere kredi verme amacıyla Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu.
- Milli sermayeyi taşıyan ve çeşitli yatırımların gerçekleşmesine aracı olacak Türkiye İş Bankası faaliyete geçirildi. Ardından Türkiye Sınai Maden Bankası (1925), Emlak ve Eytam Bankası (1927) büyük gelişme gösterdi.
- Yabancılara Gümrük Tarife Kanununun yeniden düzenlenmesiyle yaklaşık yüzde 15 oranında vergi konuldu.
- Teşvik-i Sanayi Kanunu ile özel girişimciler için sanayi üretimi teşvik edildi.
- Yerli üretim ve sanayiyi korumak için bazı maddeler yüksek gümrük vergileriyle kısıtlandı.
- Türk dış ticareti 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’na kadar tarım ürünleri ihraç ederek kayda değer bir gelişme sağladı. Bu dönemin sonuna kadar liberal ekonomi politikaları uygulandı.
- 1929’daki Ekonomik Buhran nedeniyle dış ticaret açığı 49 milyar dolara ulaştı.
2. 1929 ve 1945 Yılları Arası Türkiye Ekonomisi
1929 ve 1945 Yılları Arası Dış Ticaret Verileri | |||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- 1929’da yaşanan buhranın dış ticaret açığını artırmasıyla birlikte 1930’ların başından itibaren dışa bağımlılığı azaltmak için dış ticareti sınırlama yoluna gidildi.
- Özel sektörde hedeflenen başarı elde edilemeyince devlet ekonomide daha fazla etkili olmaya başladı. Türkiye’nin ekonomi politikası karma ekonomik sistem oldu.
- Ülkeyi kalkındırma hedefleriyle ilgili yatırımlar devlet gücüyle gerçekleşse de özel sektör ekonomide yine önemli bir rol oynadı. Bu sebeple devletçilik politikası, ekonomide yalnızca devletin egemen olmasından daha fazlasını ifade etti.
- 1931’de Merkez Bankası, 1932’de sanayi sektörüne kredi sağlamak için Sanayi Kredi Bankası ve 1933’de projeleri değerlendirmek için Devlet Sanayi Ofisi kuruldu.
- Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı’yla sanayinin kurulmasını ve sanayi yatırımlarını devlet üstlendi.
- İkinci Sanayi Planı, İkinci Dünya Savaşı’nın çıkması nedeniyle uygulanamadı.
- Savaşın getirdiği şartlar nedeniyle ekonomide istikrarı temin etmek için Millî Koruma Kanunu çıkarıldı.
- Halk içerisinde gelir uçurumunun dengelenmesi ve yatırımlar için fon oluşturulması adına Varlık Vergisi yürürlüğe girdi.
- Ordu ve şehirlerin gıda ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Toprak Mahsulleri Vergisi çıkarıldı.
- Uluslararası Para Fonu (IMF)’na üye olundu.
- 1945 yılında ihracat rekor fazlalık verdi. Dış ticaret millî gelirden daha az arttı ve ekonomi içindeki payı da azaldı.
- Bu dönem ekonominin dışa kapalı olduğu dönem olarak değerlendirildi. Bunun sebebi bazı ekonomistlere göre öz sermayeden ödenmeye çalışılan Osmanlı borçlarıydı.
|
3. İkinci Dünya Savaşı Sonrası Türkiye Ekonomisi
- Sanayi üretiminde yaşanan daralmaya karşılık halkın tüketim talebinin artmasıyla enflasyon oranlarında ciddi artış oldu.
- Üç yıl üst üste ekonomik küçülme yaşandı.
- Mali açıdan dış yardıma muhtaç hale gelindi.
- Savaşta taraf olunmasa da savunma tedbirleri için devlet harcamaları arttı, erkekler askere alındı. Bütçe açığının ortaya çıkmasının beraberinde özel sektörde de üretim azaldı.
- Sovyetler Birliği savaş sonrasında Türkiye’ye baskı yapmaya devam etti. Bu da savunma harcamalarına savaş sonrasında da devam edilmesine neden olarak ciddi mali kayıplar yarattı.
- Türkiye, savaş sonrasında Amerika Birleşik Devletleri’nin savaştan zarar gören ülkelerin kalkınması için yardımda bulunacağı devletler listesine girdi.
4. 1950 ve 1960 Yılları Arası Türkiye Ekonomisi
|
|||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- Serbest seçim ile iktidara gelen Demokrat Parti, siyasi ve ekonomik değişimin simgesi oldu.
- Liberal politikalara güçlü bir geçiş yapıldı.
- Özel sektör girişimleri ve devlet sermayeli yatırımlar planlandı.
- 1950 ve 1955 yılları arasında sürekli dış ticaret açığı oluştu ve dış ödeme güçlükleri meydana geldi.
- Batılı devletlerden borç isteği karşılık bulamadı.
- Dönemin ekonomik politikasını belirlemek için Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası Başkanı James M. Barker, Türkiye için bir yatırım programı tavsiye raporu hazırladı.
- 1950 yılında 38 bin 550 milyon lira olan gayrisafi millî hasıla (GSMH) 1953’te 54 bin 91 milyon liraya, 1959’da ise 68 bin 521 milyona yükseldi.
- Uygulanan etkili politikalar sayesinde 1952 ve 1957 arasındaki beş yıllık sanayinin yıllık ortalama büyüme hızı yüzde 12,5 oldu.
- Toplam para akışını artırmak amacıyla Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu çıkarıldı.
- 1950 ve 1960 arasındaki dönemde genel itibarıyla tarımsal alan genişledi, iç ve dış talep arttı. Ekonomi gelişti ve hızlandı.
5. 1960 ve 1980 Yılları Arası Türkiye Ekonomisi
1950 ve 1960 Yılları Arası Dış Ticaret Verileri | |||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)’na başvuruldu. Türkiye’nin tam üyelik şartlarını yerine getirene kadar farklı bir ekonomik ortaklığa gitmesi önerildi. Böylece Türkiye ve AET arasında Ankara Anlaşması imzalandı.
- Sanayide ithal ikameci yaklaşım benimsendi. Bu yaklaşım, önceki dönemde ithal edilen malların kısmen veya tamamen ülke içinde üretilebilmesini ifade ediyordu.
- İç pazarda üretim daha fazla teşvik edildi.
- İhracat teşvik edildiyse de dünyadaki ticaret hacminin artmasıyla Türkiye’nin bu konudaki yeri değişmedi.
- 1970 yılında devalüasyon yapıldı. Bu devalüasyon, dış ticaret hacmini artırmayı sağladı.
- 1973 ve 1974 dönemlerinde yaşanan küresel sorunlar nedeniyle dış ticaret dengeleri bozuldu. Bu durum cari açığın artmasına neden oldu.
- 1960’tan 1980’e gelindiğinde ticaret hacmi 10 kat artsa da dış ticaret açığı büyümeye devam etti.
- 1980 yılında Türkiye’nin dış ticaret hacmi yüzde 27 ihracat, yüzde 73 ithalat olarak gerçekleşti.
6. 1980 ve 2000 Yılları Arası Türkiye Ekonomisi
|
|||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- 1970’lerin sonuna doğru küresel çapta gerçekleşen durumlar, 80’li yıllardan itibaren ülkedeki ekonomik sistemin değişmesine neden oldu. Ulusal kalkınma anlayışı yerini yerel kalkınma politikalarına bıraktı.
- Esnek üretim önem kazandı. Müşteri talepleri ulusal ekonominin düzenlenmesini zorunlu hale getirdi. Bu sebeple daha fazla dışa açılma ve küresel ekonomiyle bütünleşme gibi amaçlarla çeşitli düzenlemelere gidildi.
- 24 Ocak 1980 yılında, “24 Ocak Kararları” olarak da bilinen ihracata dayalı sanayi stratejisi uygulamaları yürürlüğe girdi.
- Türkiye ekonomisi dışa kapalı ekonomik modelden dışa açık serbest ekonomi modeline geçti.
- 1989 yılında Türk Parasının Kıymetini Koruma hakkında karar çıktı. Yabancı sermayeye yeni teşvikler yapıldı ve dış ticaret serbestleştirildi.
- 80 sonrası dönemde dış ticaret hacmi genel olarak üç kattan fazla artış gösterdi.
- 6 Mart 1995’de Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Antlaşması imzalandı. Bu gelişme önemli bir vergi kaybına neden oldu.
- İthalatın artırmasıyla cari açık arttı ve döviz hareketliliği meydana geldi.
- 1990’da dış ticaret hacmi 35,2 milyon dolara ulaştı. Dış ticaret hacminin yüzde 37’si ihracat, yüzde 63’ü ithalat olarak gerçekleşti.
- Türkiye’deki yüksek enflasyon oranları ve Körfez Savaşı ülkeyi ekonomik açıdan olumsuz etkiledi.
- Bu yıllarda en önemli kriz 1994’te yaşandı. Ekonominin yeniden güç kazanması için 5 Nisan 1994 tarihinde “5 Nisan Kararları” adıyla bilinen yeni bir ekonomik paket hazırlandı.
- 2000 yılına gelindiğinde dış ticaret hacmi 82,2 milyon ABD dolarını buldu. Hacmin yüzde 34’ünü ihracat, yüzde 66’sını ise ithalat oluşturdu.
7. 2000 Sonrası Türkiye Ekonomisindeki Gelişmeler
|
|||||
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kaynak: TÜİK
- Ocak 2000’de Enflasyonu Düşürme Programı uygulamaya konuldu.
- 2002 yılı itibarıyla küresel ekonomik birleşmeler sağlanmaya çalışıldı.
- 2001 kriziyle azalan dış ticaret hacmi 2008 yılındaki küresel krize kadar artmaya devam etti.
- 2008 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan ekonomik kriz Türkiye’yi de oldukça kötü etkiledi. İhracatta azalma, ülkeye sermaye girişinde düşüş ve dış talepte daralma yaşandı.
- 2008 yılından sonra dış ticaret hacmi artışa geçti.
- 2014 yılına gelindiğinde dış ticaret hacmi 530,3 milyon ABD doları seviyelerine çıktı.
- 2000’li yıllarda otomotiv sektörü hem ihracatta hem ithalatta önemli bir yere sahip oldu. Bu yönüyle Türkiye ekonomisinin ihracat performansı bir tarafıyla ithalata dayandırılmış oldu.
8. 2020’li Yıllarda Türkiye Ekonomisine Dair Beklentiler
Türkiye ekonomisinin 2023 ve 2025 arasındaki üç yıllık beklentilerini kapsayan Orta Vadeli Program’ı (OVP) Resmi Gazete’de yayınlandı. Hazırlanan programda;
- 2023 yılı büyüme hedefi yüzde 5, 2024 ve 2025 büyüme hedefi ise yüzde 5.5 olarak belirlendi.
- Enflasyon hedefi 2022 yıl sonunda yüzde 65, 2023 yılında 24.9, 2024 yılında yüzde 13.8 ve 2025 yılında yüzde 9.9 olarak tahmin ediliyor.
- 2023’te bütçe açığının gayrisafi millî hasılaya (GSMH) oranının yüzde 3.5 olacağı öngörülüyor. Bu oranın program sonunda ise yüzde 1.5 olacağı paylaşılıyor.
- İhracatın 2022 sonunda 255 milyar dolar, 2023’te 265 milyar dolar, 2024’te 285 milyar dolar ve program sonunda 305 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
- İthalatın 2022 sonunda 360 milyar dolar, 2023’te 345 milyar dolar, 2024’te 363 milyar dolar ve 2025’te 384 milyar dolar olması hedefleniyor.
Söz konusu Türkiye ekonomisi olduğunda anlatmakla bitmeyecek pek çok nokta var! Siz de tüm merak ettiklerinizi tek bir kaynaktan öğrenmek ve Türkiye ekonomisini baştan sona tüm hatlarıyla anlamak için Ekonomist ve Akademisyen Prof. Dr. Asaf Savaş Akat’ın “Türkiye Ekonomisi” isimli eğitimine katılabilirsiniz. Üstelik eğitim sonunda alacağınız Prof. Dr. Savaş Akat imzalı sertifikayla bu konudaki yetkinliğinizi kanıtlayabilirsiniz!