Yöneticiler Travma Sonrası Çalışanlarına Nasıl Destek Olmalı?

11 ilimizin etkilendiği ve 45.000 vatandaşımızın hayatını kaybettiği depremin ardından ülke olarak yaralarımızı sarma sürecine girdik. Ancak pek çoğumuz hala sarsıcı gelişmenin etkisi altında. Yöneticiler de bu süreçte ne tür aksiyonlar almaları gerektiği konusunda oldukça tedirgin. Sizlere travma sonrası süreçte yardımcı olabilmek için eğitmenlerimizden tıp doktoru ve psikiyatri doçenti Defne Eraslan‘ın, çalışma arkadaşlarının psikolojik sağlığını desteklemek isteyen yöneticilere önerilerine kulak veriyoruz.

 

Eraslan diyor ki, insanlık tarihi boyunca pek çok kez büyük felaketler yaşanmış. Ve insanlar bu felaketlerden kolektif bilinç geliştirerek ve birbirlerine yardım ederek kurtulmayı başarmışlardır. Şirket yöneticileri de toplumsal travma sonrası psikolojik olarak olumsuz yönde etkilenmiş ekip arkadaşlarını desteklemek ve şirket içi motivasyon ve mutluluğu yeniden sağlamak için katkıda bulunabilirler. Konu hakkında daha detaylı bilgi almak için eğitmenimizin “İş’te Mutluluk: İyi Hissetmenin Yolları” adlı eğitimine katılabilirsiniz.

 

Depremin yarattığı travma ve depremden etkilenen bireylere nasıl davranılması gerektiği ile ilgili son derece faydalı bilgilere ulaşmak istiyorsanız, aynı eğitmenin yakında Neo Skola’da yayınlanacak “Depremin Psikolojik Etkileri, Etkilenen Kişilere Yaklaşım” adlı eğitimini dinleyebilirsiniz. 

 

1. Haberi Duyduğunuz Anda Harekete Geçin

Böylesi büyük bir felaket durumunda, yöneticiler felaketin gelişimi ve boyutu hakkında bilgi sahibi olmalı. Dahası, süreç hakkında çalışanlarını bilgilendirmeli. Şirket olarak, felaketten etkilenen kişi ve bölgelere yardım projeleri organize edin. Şirket çalışanlarının bu projelere kolektif olarak katkı sağlamasına olanak tanıyın. Bu, şirket içi dayanışma ve beraberlik duygusunun güçlenmesine olanak sağlayacaktır. 

 

İyi bir yönetici her zaman çalışanlarının fiziksel ve ruhsal sağlığını ön plana koyar. Bölgeden uzaklığa göre tüm çalışanların güvende olduğundan ve temel ihtiyaçlarının karşılandığından emin olun. Bir sonraki adımınızda, şirket içi huzur ortamının yeniden oluşmasını sağlamak için İnsan Kaynakları biriminden destek alabilirsiniz. Eğer gerekirse konunun uzmanı psikolojik danışmanlardan yardım alabilirsiniz. “Travma sonrası iyileşme ve normalleşme” temalı seminerler ve eğitimler düzenleyebilirsiniz.

 

2. Hiçbir Şey Yaşanmamış Gibi Yapmayın

Ne yazık ki, Türkiye toplumunda ve pek çok iş yerinde “otoriter, yıkılmaz, güçlü ve sadece mantığıyla hareket eden” bir lider imajı hala çok popüler. Ancak, bu düşünce artık geride bırakılmalıdır. Herkesin duygusal olarak yıprandığı ve sarsıldığı bu dönemde hiçbir şey olmamış gibi yapmaya çalışmak ve duygularınızı ifade etmemek sizin ve çalışanlarınız arasında duygusal bir kopukluğa neden olabilir. Şiddetli öfke nöbetlerine varan reaksiyonların ortaya çıkmasına yol açabilir.

 

Bu sebepten, samimi bir şekilde üzüldüğünüz ve zorlandığınız noktaları dile getirebilirsiniz. Çalışanlarınıza da benzer duyguları yaşayıp yaşamadıklarını sormalısınız.

 

3. Travma Nedir Bilmeli ve Diğer Çalışanları Bilgilendirmelisiniz

Hayatımız boyunca pek çok zor, üzücü ya da korkutucu durum yaşarız. Fakat bunların hepsini travma olarak tanımlamamalıyız. Psikolojik travma, kişinin günlük rutinini bozan, kendisinin veya yakınlarının ölüm veya yaralanma tehlikesi altında olduğu ve kişide korku, dehşet ya da çaresizlik yaratan olaydır.

 

Psikolojik travma kişide suçluluk, utanç ve çaresizlik duygularının belirmesine, konsantrasyon güçlüklerine ve sinir ve öfke krizlerine neden olabilir. Bunların bir psikiyatrik hastalık ya da zayıflık belirtisi olduğunu düşünen biri korkudan tamamen donup kalabilir. Tamamen kendi içine çekilebilir ya da duygusal açıdan altüst olabilir. Her bir kişiyi farklı bir birey olarak ele alın. Onları en çok neyin rahat ettirdiğini sorun.

 

 

4. Şirket İçi Rutine Yavaş Yavaş Dönün

Travma sonrası süreçte çalışanlara destek olmalı ve psikolojik olarak etkilendikleri noktayı anlamlandırmaya çalışmalısınız. Bunun yanında, yavaş yavaş şirket rutinine dönülmelidir. Çalışma hayatı ve günlük rutinler kendimizi psikolojik olarak iyi hissetmemize ve yaralarımızı sarmamıza yardımcı olur. Felaketten doğrudan etkilenmemiş çalışanlar için bu süreç daha kolaydır. Bu noktada yardım çabaları da azalır. Felaketzedeler ise kayıplarının acısını çok daha ciddi bir şekilde hissetmeye başlarlar.

 

Yöneticinin en önemli görevi, normalleşme sürecinde acı çeken ve yas tutan çalışanların yalnız kalmamasını sağlamaktır. Ne de olsa, rutine dönülmüş olması, bu kadar çok insanın acı çektiği gerçeğini değiştirmez.

 

Yaşadığımız deprem gerçeğinin hepimizi olumsuz yönde etkilediği yadsınamaz bir gerçek. Ancak bu kötü dönemden hep birlikte çıkabiliriz. Yönetici olarak sizler de üzerinize düşeni yapabilirsiniz. Çalışanlarınıza destek olabilirsiniz. 

 

 

 

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share