Yaratıcılık, disiplinli kaostur, karmaşanın içerisinde bir düzen arar

Erol Batislam / Yazar, Konuşmacı ve Müzisyen

Çetrefilli ve zevkli bir konu yaratıcılık. Yaratıcı mıyım? Yaratıcılığımı nasıl geliştirebilirim? Acaba yaratıcılık öğrenilebilir mi? Bu gibi sorularla karşımdasın diye düşünüyorum. Açık bir kafan merakın ve en önemlisi bunları denemek için cesaretim var diye varsayıyorum. Çünkü yaratıcılık cesaret gerektirir. Sürüden ayrılma cesareti gerektirir. Yeni şeyler deneme cesareti gerektirir ve hata yapma cesareti gerektirir.

Yaratıcılığa neden ihtiyacımız var? Varoluşundan beri insan üç tane temel şeye kafayı takmış. Önce “Hayatta kalayım”, sonra “Nasıl başarılı olacağım?”, sonra da “Nasıl dönüşebilirim ve dönüştürebilirim?” Şimdi bunların her birinde adım adım ilerlerken hep buluşçuluğun, keşfin peşinde koşmuş ve önümüzdeki senelere bakarsak geliştirilmesi gereken beceriler var. Bu becerilerin içerisinde de bir numara tabii ki yaratıcılık, ikincisi ikna kabiliyeti, üçüncü duygusal zekâyı kullanabilmek ve iş birliği.

Şimdi bu listeye baktığımızda kendimizi geliştireceğimiz alanın ne olduğunu, hangi alanlarda geliştirdiğimiz zaman geleceğe dair bir varlık gösterebileceğimizi, varoluşumuzu sürdürebileceğimizi görebiliyoruz. Çünkü insanın varoluşunda hep keşifçilik hep buluşçuluk olagelmiş.

Yaratıcılık arıza sever

Şimdi en çok sorulan soru: Yaratıcılık nedir? Nasıl bir şeydir? Bir soruna yenilikçi bir yaklaşımla yeni bir icatla, en yenilikçi bir kafayla yaklaşmak, sıkıcı olanı ilginç hale dönüştürmek. Farklı tanımlar var ama ben bir sürü tanım içinde “hata yapma cesareti” tanımını çok beğeniyorum. Çünkü eğer o cesaretin varsa hata yapabileceği bilirsen daha esnek, daha yaratıcı bir kafaya sahip olabiliyorsun. Yaratıcılık, boşluktan beslenen bir şey. Eğer hayatını, bütün zamanını doldurduğun zaman o boşluğu yaratmadığın zaman yaratıcılık senden uzaklaşıyor. Yaratıcılık bir yandan hayal gücünün hasadı. Yani hayal kurduğun şeylerin ürüne dönüşmesini izleyebiliyorsunuz. Yaratıcılığın bir başka tanımıysa fikrin forma kavuşması. Kafandaki soyut fikirlerin somut ürünlere, hizmetlere, iş fikirlerine ya da sanata dönüşebilmesiyle ilgili.

Yaratıcılık arıza sever çünkü sorunları görür. Olmamış, yapılamamış bozuk gelen şeylerin düzeltilmesiyle ilgilenir, varoluşun yakıtıdır yani. İçimizdeki yaratıcılığın dışarı yansıması bizim doğamızda olan bir şeydir. Ona yol açmamızla ilgili bir ihtiyacımız var. Yaratıcılık, disiplinli kaostur, karmaşanın içerisinde bir düzen arar. O karmaşanın içerisinde kendine bir yol bulup çıkmaya çalışır çünkü o kaosu düzenli hale getirdiğinde, o ürünü ve fikri ortaya çıkaracağını bilir. Çocukta oyun, yetişkinde hayaldir. Ve sınırlarla hep ilişki halindedir.

Yaratıcılık, sınırları zorlamaktır, bir yandan da sınır sever.

Sınır severle başlayalım: Eğer kaynakların sınırsızsa, sınırsız zamanın, sınırsız paranın, sınırsız bilgiye ulaşma imkânın varsa, yaratıcılık senden kaçabilir. Biraz daha zaman sınırı ister. Bütçe sınırı ister. Bu sınırlar olduğu zaman, biraz daha sıkıştığı zaman, telaşa düştüğü zaman az yaratıcılık daha iyi çalışır. Bir yandan da tabii ki o kendine konmuş kuralları ezberleri bozmak üzere sınırları zorlayıcı bir yapısı vardır.

Merak hep işin merkezinde

Meraklı olanları, koleksiyoncuları, gözlemcileri sever yaratıcılık. Merak zaten işin merkezinde hep var ama koleksiyon derken bilgi koleksiyonu, insan koleksiyonu, senin ilgini çekecek her şeyin koleksiyonunu yapmaktan bahsediyorum. Farklı objeler, farklı konular arasında, temalar arasında ilişki kurabilme, bağlantılar kurabilme yaratıcılığı körükleyici bir nedendir. Bir yandan yaratıcılık aynı zamanda Azrail savardır. Azrail’le arası iyi değildir çünkü iz bırakırsın bir şekilde, hatırlarsın yaratıcılık yaptığın zaman ve ölüme meydan okumuş olursun.

Yaratıcılık konforunu bozmayı gerektirir. Üç tane alan var. Halka halka düşünün bunları. Önce konfor alanım var, sonra öğrenme alanım var ve en sonda panik alanı var. Panik alanında pek durmak istemiyoruz haliyle ama konfor alanında durduğun zaman yavaş yavaş ölüyorsun. Yani hiçbir şey olmuyor senden ama öğrenmeye başladığınız zaman bir şekilde hayatını zenginleştirip giderek farklı bir dünyaya gidiyorsun. Değişik şeyler görmeye başlıyorsun ve panik alanında durduğun zaman zaten motoru yakıyorsun. Onun için orada olmak istemiyorsun.

Bir başka tanımı da yaratıcılığın, tuhaf bir aşinalık olması. Benim en sevdiğim tanım bu. Hem bir tanıdıklık var “Ya ben bunu bir yerlerden biliyorum,” diyorsun, bir yandan da bir değişiklik var, yani var olan bilinen bir şeye farklı bir şey eklemlenmiş ya da farklı yorumlanmış. Bence yaratıcılığın en doğru tanımı bu olabilir.

Yaratıcılık klişelerden, bildiğimiz klişelerden, genellemelerden yenilikler yaratabilmek ve özgünlük yaratabilmektir. Birçok şey söylenir bize. İşte öğreniriz, okulda, ailede öğrendiğimiz şeyleri klişeler halinde beynimiz kutulara koyar, depolar. Onları alıp farklı klişelerle eşleştirdiğimizde o özgünlüğe zıplayacak durumu yaratabiliriz ve bu buluşçuluktur.

Hep diyorum ya işte keşif insanın doğasında var. Yaratıcılık insanın doğasında var. Buluşçuluk doğasında var. Olmasaydı yok olup gidecek dinozorlar gibi olacaktı sonumuz. Ama biz ateşi bulduğumuz için o ateşle avcılık ve toplamacılığı birleştirdimiz için, daha sonra tarıma daha sonra sanayiye zıpladığımız için şu anda teknolojiyle haşır neşir olduğumuz için hayatta kaldık ama bunun da tabii yan etkileri de yok değil dünyaya.

Yaratıcılık pek formül sevmez ama…

Şimdi yaratıcılık pek formül sevmez, kural sevmez, ezber sevmez ama bazı böyle basit formüller verecek olursak 3 tane bileşeni vardır, 3 tane kolu vardır yaratıcılığın. Bir tanesi beceri, ikincisi uzmanlık, üçüncüsü de motivasyon.

Hangi tür becerilerin var? Bunların nasıl uzmanlaşarak kullanabilirsin? Ve kendini nasıl motive edebilirsiniz? Genellikle yaratıcılar dışarıdan değil, kendi içlerinden motive olabilen insanlardır. Becerilerini erken görmüş insanlardır ve bu konuda hiç kimseyi dinlemeden uzmanlaşmak adına bilgiye, bir bilgeliğe ve deneyime sahip olmak için ellerinden gelen her şeyi yapan insanlardır.

Şimdi başka bileşenleri neler? Hayal gücü, merak, tutku, sebat, bunları topladığınızda yaratıcılıkla ilgili güçlü bir formüle sahip oluyorsunuz. Şimdi hayal gücü dediğinizde “Bilgiden daha önemli” diyor Einstein hayal gücü için. Hayal gücü olmayan bir başlangıç yapamıyor ama hayal gücünün üstüne merakını eklediği zaman tutkuyla üstüne gitmeyi eklendiğin zaman, en önemlisi sebatla bunun üstünde durabildiği zaman yaratıcılıkta başarılı olabiliyor.

Yazar, konuşmacı ve müzisyen Erol Batislam, Neo Skola üyeleri için hazırladığı Yaratıcı Düşünme eğitiminde, yaratıcılığın farklı tanımları, yaratıcı kişilerin özellikleri, yaratıcılığı engelleyen ve destekleyen faktörlerin yanı sıra ıraksak ve yakınsak yaratıcılık, yaratıcılık egzersizleri gibi başlıklarda kural ve sınırları aşan yaratıcılığın dünyasını anlatıyor.

Erol Batislam’ın 27 yıl boyunca reklamın her alanındaki deneyimi ile edindiği yaratıcı düşünme ve yaratıcı sürece dair değerli bilgisini sunduğu ilk bölümü ücretsiz olan Yaratıcı Düşünme eğitimine Neo Skola’da katılabilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share