Türkiye’yi değiştiren kadınlar: İlham veren başarı öyküleri

İlk Türk kadın hekim: Safiye Ali (1894-1952)

O dönem Tıp Fakültesi, kadın öğrenci kabul etmediği için Almanya’da okudu. Üstelik tek kelime Almanca bilmiyordu. Eğitim sonrası Türkiye’ye döndü ve 1928 yılında İstanbul’da muayenehanesi olan tek kadın doktor oldu.

Bu o kadar sıra dışı bir durumdu ki Hekimler Yıllığı’nda adı ‘Safiye Ali Bey’ diye geçmekteydi.  Kadın olduğu için düşük vizite vermek isteyenlere şu yanıtı veriyordu: “Maddi imkansızlığınız varsa ücret almayacağım. Aksi takdirde erkek hekimlerle aynı ücreti talep ediyorum.”

Süt Damlası Bakımevleri vasıtası ile binlerce yoksula yardım etti. Kızlara tıp eğitimi veren ilk kadın öğretim üyesi oldu. Kanser teşhisi sonrası Almanya’ya geri döndü ve 58 yaşında hayata veda etti. Bugün adı Dortmund’da bir sokakta yaşamaktadır.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, 146 ülke arasında 129. sırada.

İlk Türk kadın otomobil yarışçısı: Samiye Cahid Morkaya (1897-1972)

Akrabalarının bile “Kadının sürdüğü arabaya binmeyiz” dediği bir ortamda 1920lerin başında İstanbul sokaklarında direksiyonun başındaydı. Onu sokaklarda araba sürerken görenler “Şeytanın işi” bu diyorlardı.

Turing Kulübü üyesi olan Morkaya, Türkiye’nin ehliyet almış ilk kadını olarak 1930 yılında ilk yarışına çıktı. 1932 yılında İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki parkurda şampiyon oldu.

Morkaya’nın sevinci uzun sürmedi. Bir erkek yarışmacı yarışın geçersiz olduğunu iddia ediyordu. Yarışta ikinci gelen Vehbi beyin kadınların yarışamayacağı yönündeki itirazı mahkemede reddedildi ve Morkaya adını tarihe yazdırdı.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, ‘Ekonomik Katılım ve Fırsat’ kategorisinde 146 ülke arasında 133. sırada.

İlk Türk kadın kimyager: Remziye Hisar (1902-1992)

O dönem erkeklerin dersleri bittikten sonra kadınlara ayrı ders veriliyordu. Evlendirilmek üzere bir ara üniversiteden alınmak istese de buna izin vermedi.

Hisar, kariyeri boyunca boşanmış veya çocuklu olmaya dair cinsiyetçi önyargılar, potansiyelini köreltecek zorunlu atamalar gibi zorluklara rağmen hiç yılmadı.

“Fen derslerinde kanunlarda olsun, buluşlarda olsun hep yabancı isimler görmek beni kahrediyordu diyerek bilim yolunda ilerleyen Hisar, defalarca bursu kesilmesine rağmen Sorbonne’dan doktora derecesi alan ilk Türk (erkek veya kadın) oldu. Dünyaca ünlü kimyager Marie Curie’nin asistanlık teklif ettiği Hisar, Fransız akademisinde tezler için nadiren verilen tebrik ödülü ile onurlandırıldı.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, ‘Okuryazarlık’ kategorisinde 146 ülke arasında 100. sırada.

İlk Türk kadın heykeltraş: Sabiha Bengütaş (1904-1992)

Sanayi-i Nefise Mektebi (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) Resim Bölümü’nde okurken kopya ettiği antik büstün beğenilmesi üzerine heykel bölümüne geçiş yaptı.

Bengütaş, 1925 yılında Avrupa’ya gidecek öğrencinin belirlenmesi için yapılan sınavda birinci oldu ancak yerine ikinci olan erkek öğrenci gönderildi.

İki sene sonra dünyaca ünlü Pietro Canonica’nın yanına gönderilecek ismin belirleneceği yarışmayı kazandı. Bu kez de “Bekar bir kadın ve evlenme ihtimali olabilir” gerekçesi karşısına çıktı.

Bengütaş, özel izin ile İtalya’ya gitti. Canonica’nın eseri olan Taksim Cumhuriyet Anıtı’nın bitmesinde Bengütaş’ın da rolü oldu.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, ‘Yüksek Öğretime Katılım’ kategorisinde 146 ülke arasında 106. sırada.

İlk Türk kadın mühendis: Sabiha Gürayman (1910-2003)

İTÜ’nün ilk iki kadın mezunundan biri olan Gürayman, 1936 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde Karaboğaz mevkiindeki köprü inşaatında çalışmak istedi. Gürayman’ın bürokrasiden aldığı yanıt “Kadının dağ başında ne işi var!” oldu.

Dönemin valisi başta olmak üzere engelleri aşan Gürayman, köprünün bitmesi ile Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisi unvanını aldı. Köprüye o dönem halk, ‘Kız Köprüsü’ adını verdi.

Anıtkabir inşaatının da baş kontrol mühendisi olan Gürayman, üniversite yıllarında kadın voleybol takımı olmadığı için Fenerbahçe’nin erkek takımında oynamış ve kaptanlık yapmıştır.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, ‘Profesyonel ve Teknik İşlerde Çalışanların Oranı’ kategorisinde 146 ülke arasında 98. sırada.

İlk Türk kadın savaş fotoğrafçısı: Semiha Es (1912-2012)

Kore Savaşı’nda eşi ünlü gazeteci Hikmet Feridun Es ile birlikte çalıştı. Ortak yazdıkları haberlerde çoğu kez Semiha Es’ten bahsedilmezdi. Bahsedildiğinde ise ismi, küçük puntolarla kocasının imzasının altına yazılırdı.

O günleri Kadın olduğumu anlamasınlar ellerimi saklar, saçlarımı kasketin altına sokar, postal ve haki renkte atlet giyerdim” diye anlatan Es, kariyeri boyunca telif hakları ve maaş konusunda büyük sıkıntılar yaşadı.

Vietnam ve Ruanda gibi zorlu bölgelerde çalışan Es, sadece Türkiye’de değil dünyada bu alanda öncü olmuş bir isimdir.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, “Aynı İşte Eşit Ücret” kategorisinde 146 ülke arasında 91. sırada.

Olimpiyatlara katılan ilk Türk kadın sporcu: Halet Çambel (1916-2014)

Türk arkeolojisin en önemli isimlerinden biri olan Çambel’in sporcu yönü fazlaca bilinmez. Hattuşaş’ın bulunduğu Boğazköy’de stajyerlikten başlayan Karatepe kalıntılarının ortaya çıkarılmasına ve Türkiye’nin ilk açık hava müzesini kurmasına giden yolda fiziksel güç çok önemli bir etki olmuştur.

Çambel küçüklüğünü “Bana hep ölecek gibi bakarlardı. Üst üste kazaklar ve yün çoraplar giydirirlerdi. Ben de evden gizlice kaçıp kendimi güçlendirmeye karar verdim. Üzerimdeki kalın giysileri çıkarıp spor yapmaya başladım” diye anlatmaktadır.

Hitit dilinin çözülmesine çok büyük katkıları olan Çambel, Berlin 1936’da Suat Fetgeri Aşeni ile birlikte Türkiye’yi eskrim dalında temsil etmiştir.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, “Sağlıklı bir hayat beklentisi” kategorisinde 146 ülke arasında 108. sırada.

İlk Türk kadın emniyet müdürü: Feriha Sanerk (1923-2010)

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin ilk kadın öğrencisi ve ilk kadın mezunudur. Mezuniyet sonrası kaymakamlık kursunu bitirmiş ancak kadın olduğu için atanmamıştır

Sanerk, Emniyet Müdürlüğü’nde komiser muavinliğinden müdürlüğe yükselse de bir kez daha cinsiyet bariyer takıldı ve ataması yapılmadı. 1953’te yargıya taşıdığı davayı kazanarak göreve atandı ve 1974 yılına kadar Türkiye’nin ilk kadın emniyet müdürü olarak görev yaptı.

Türkiye’de kadınlara kaymakamlık hakkı 1991 yılında tanındı.

Küresel Cinsiyet Uçurumu Endeksi’nde Türkiye, ‘Yasa Yapıcılar, Üst Düzey Yetkililer ve Yöneticilerin Oranı’ kategorisinde 146 ülke arasında 119. sırada.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share