Sunum hazırlayanlara hayati öneriler: Nelerden bahsetmeli, nelerden kaçınmalı?

Sunum becerileri neden önemlidir? Bir parça ondan bahsedelim. Aslında hayatın pek çok yerinde kendi derdimizi anlatmakla meşgulüz. Derdimizi, görüşlerimizi, fikirlerimizi daha sağlıklı anlatabilmek için sunum becerilerimizin iyi olması büyük bir avantaj sağlayacak.

Bulunduğumuz toplulukta fark yaratabilmek, istediklerimize, ihtiyaçlarımıza ulaşabilmek adına sunum becerilerimizin iyi seviyede olması gerçekten çok önemli. Sunum becerileri programı 3 ana yapıdan oluşuyor aslında. Birinci adımda bilgi, ikinci adımda tasarım, üçüncü adımda da yetkinlikleri ele alacağız.

En güçlü iletişim aracı: Kelimeler

Kelimeler, sunucunun aslında en güçlü iletişim araçları. Sunumu yapanın karşısındaki insanlara açık, net, anlaşılabilir bir Türkçe’yle anlaşılabilir ifadelerle derdini anlatması lazım. Burada aslında konuşmamızın, kelimelerimizin netliğinin, akıcılığının nasıl sağlanabileceğinden birazcık bahsetmek lazım. Olabildiğince konuyla alakalı pratik yapmak, olabildiğince bir ayna ya da kamera karşısında pratik yapmak çok işimize yarayacak.

Bir de kelime ve sözlerle alakalı kritik konu şu: Sizi dinleyenlerin anlayamayacağı terminolojik, karmaşık birtakım tanımlar kullanmaktan kaçınmak önemli. Eğer sizi dinleyenler anlattığınız konuya aşina değillerse çok güzel, çok faydalı bir şey anlatıyor olsanız da mesajınız karşıya tam olarak gitmeyebilir. Dolayısıyla sözler, bir araya gelen kelimeler, oluşturduğumuz cümleler mesajın karşı tarafa geçmesi açısından köprü vazifesi görebilmeli.

Şimdi sunum esnasında birtakım kısa ipuçlarıyla kendimize alan, kendimize bir ferahlama yaratabileceğimiz yerden bahsetmek istiyorum.

Bunlardan biri yansıtma: Sunucunun kendisini dinleyen insanların zihinlerinde yarattığı düşünceleri, duyguları, onların beden dillerinden okuduğu birtakım konuları onlara geri yansıtması şeklinde. Mesela “Bakışlarınızdan anlıyorum ki, konu epeyi ilginizi çekti doğru mu?” gibi bir soruyla onun yüz ifadesini ona tekrar yansıtabilmek.

Bir başka ipucu kısa aralar vermek: Bu arada size düşünme fırsatı da verecek olan bu kısa araları sahnede şöyle kullanabilirsiniz: “Bir saniye, tam burada biraz düşünmek istiyorum. Bakalım sizler ne düşünecek, neler fark edeceksiniz? O sırada sizde kendinize odaklanın” gibi bir cümle kullanmak.

Soru sormak: Eğer tıkandığınızı hissediyorsanız, sunum becerileri sırasında sunumunuzu yaparken zihninizin dağıldığını, birtakım konularda tıkandığınızı ya da enerjinizin düştüğünü hissediyorsanız bir soru sorabilirsiniz. Mesela şöyle bir soru olabilir. Sunumun ortalarında bir yerde olduğunuzu varsayalım. “Nasıl gidiyor sizce sunum? Her şey yolunda mı? Bir yorumunuz var mı? Bir katkı yapmak ister misiniz?” gibi soruyla parça nefeslenme fırsatı bulabilirsiniz.

Önemli ipuçlarından biri de toplantı sırasında ya da sunum sırasında zor olduğunu düşündüğünüz bir katılımcı ya da dinleyici varsa onu yanınıza çekmeye çalışmak. Eğer daha önceden hazırlık yapabildiyseniz, kimin size zorluk yaratacağına dair bir ön fikriniz varsa onunla alakalı bir çalışma, bir hazırlık yapıp onun hoşlanacağı birkaç cümle edebilirsiniz. Ya da ona sahneden ya da toplantıda bulunduğunuz konumdan onun hoşuna gidebilecek tarzda bir yaklaşımla bir soru sorarak onu da o sohbetin, o toplantının, o akışın içine dahil edebilirsiniz.

En önemli ipuçlarından biri de sunum sırasında sunucuyu çok rahatlatacak, ortamı çok rahatlatacak ve mesajın çok daha net ulaşmasına yardımcı olacak: Dozunda mizah kullanmak. Mizah özellikle serotonin ve endorfin gibi hormonları salgılamaya destek olması açısından, çok işe yarayan bir silah. Fakat burada dozunda kullanmak çok önemli. Özellikle sunumlar sırasında mizahı kullanacaksanız, sadece mizah için de değil tanımadığınız insanlara bir şey anlatırken bu üç konudan uzak durmakta fayda var.

Üç konudan kaçının

Birincisi: Futbol tehlikeli bir konu olabilir. Sunum sırasında tuttuğu takımı çok koyu bir şekilde tutan insanlar olabilir ve hiç ummadığınız anda sinir uçlarına basabilirsiniz. O yüzden eğer özellikle kitle sizin çok iyi tanıdığınız bir kitle değilse futbol konusundan uzak durmak bence faydalı.

İkincisi: Din ya da inançlar. Bu konuyla ilgili de karşı tarafın aklından ne geçeceğini onda neleri uyandıracağını tam kestiremiyorsanız bu konuların etrafında pek dolanmamak sunum teknikleri açısından kritiktir.

Üçüncü ve son konu: Yine tanımadığınız insanlara yaptığınız sunumlarda siyaset ya da siyaset bilimlerine yönelik birtakım konulara mesafeli olmalısınız. Kimin hangi düşünce ya da ideolojiyi benimsediğini, ne seviyede bu ideolojiyi desteklediğini kestiremeyeceğimiz için bu gibi konulardan sunum sırasında uzak durmamız nefes alma alanı yaratacaktır.

Eğitim Danışmanı ve Yazar Ateş Ataseven’in Neo Skola için hazırladığı Sunum Becerileri Eğitimi’nde iz bırakan sunumlar hazırlamanın yollarını öğrenebilir, topluluk önünde konuşma korkunuzu yenebilirsiniz. 

İlk bölümü ücretsiz olan Sunum Becerileri Eğitimi’ne Neo Skola’da katılabilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share