Neo Skola’nın haftalık bülteni Mola’dan merhaba.
Neo Skola Mola’da uzman isimlerin kaleminden, kültür-sanat, spor, tarih ve dünya gündemine dair hem okuma önerileri
hem de takip tavsiyeleri okuyacaksınız.Aşağıdaki kutuya mail adresinizi yazarak Neo Skola Mola’ya üye olabilirsiniz.
Dünyada Neler Oluyor?
Özgür Mumcu
Robotlar Sanata El Attı
Yapay Zekâ alanındaki gelişmeler gerçekten baş döndürücü bir hızla sürüyor. Yazılı komutlarla tarif edilenleri, kendi başına yorumlayarak görselleştiren Yapay Zekâ uygulamalarının ana akım medyaya yansımasının üzerinden çok geçmedi. Bilgisayar oyun tasarımcısı Jason M. Allen, Midjourney adındaki Yapay Zekâ uygulamasıyla üretilen eseriyle dijital sanat alanında ödül kazandı. Mesele şu ki, eser Allen’ın girdiği bazı komutların Yapay Zekâ tarafından kendi yorumuyla görselleştirilmesi. Eser sahipliğinden, illüstratörlerin geleceğine, sanatın anlamından bilince kadar bir çok soru ortada. Bu alandaki her teknolojik gelişme, soru işaretlerini arttıracağa benziyor.
İlerici Anayasa’da Geri Vites
Şili’de geçtiğimiz pazar günü dünyanın en ilericisi olarak kabul edilen bir Anayasa için referandum yapıldı. Yakın geçmişin öğrenci liderlerinden, 36 yaşındaki Gabriel Boric’in desteklediği Anayasa, yüzde 62 oyla reddedildi. Yerli halklara belirli bir özerklik öngören, su ve sağlığı bir insan hakkı olarak tanımlayan, kürtaj hakkını getiren taslağın reddedilmesi geçen aralık ayında seçim zaferi elde eden Boric’i sarsmış olmalı. Daha geniş bir uzlaşıyı yansıtacak daha yeni bir Anayasa için kolların hemen sıvanacağı söyleniyor.
İsrail’den “Yüksek İhtimal” İtirafı
İsrail Savunma Bakanlığı, Mayıs 2022’de Filistin’de bir İsrail askeri operasyonunu izlerken öldürülen El Cezire’nin ünlü muhabiri Şirin Ebu Akile’nin, “yüksek ihtimalle” bir asker tarafından kazayla vurulduğunu açıkladı. Konu hakkında bir soruşturma açılmayacağının bildirilmesi tepki yarattı. Şirin Abu Akile, Arap medyasının yüksek profilli muhabirlerindendi.
Ekran Bağımlıları Kulübü
Elçin Yahşi
LoTR’cular ve diğerleri
Ben diğerlerindenim. Yani Lord of the Rings’i neredeyse bir din, Tolkien’i de haşa huzurdan peygamber ilan etmişliğim yok. Prime Video’nun bugüne kadar yapılmış en pahalı diziye imza attığı Lord of the Rings: Rings of Power, ilk iki bölümünün yayına girdiği geçen haftadan bu yana iki kutup arasında çekiştirilerek parçalanıyor. Üstelik sadece bizde değil, tüm dünyada. LoTR’cular işi dizinin imdb puanını düşürecek şekilde örgütlenmeye kadar vardırdı (en son baktığımda 6.8 idi puanı). Daha önce Tolkien okumamış, filmleri de izlememiş biri olarak diziyi zevkle izlediğimi ve harcanan parayı ekranda resmen gördüğümü söylemeliyim. Bölümlerden sonra da yorumlara göz atmak için iki kanal seçtim kendime:
1. Yüzüklerin Efendisi-Orta Dünya. (Bir de Orta Dünya – Yüzüklerin Efendisi var, onunla karışmasın, bunun abone sayısı 185 bine yakın) Kanal tanıtımında “J.R.R. Tolkien ve onun eserlerine adanmış Orta Dünya kanalına hoş geldiniz” demişler yani LoTR’cular.
2. Kutsal Motor. Benim kadar Tolkien cahili olmasalar da fanatiği de değiller. Kaan Karsan ve Hasan Cömert’in son derece makul sohbetlerini buradan izleyebilirsiniz.
Evden gezilebilen rehberli sergi
Arter, İstanbul’un yüz aklarından, şahane bir kültür merkezi. Ancak her istendiğinde gitmek çok kolay olmayabilir, çünkü Taksim ve Tepebaşı’ndan servis araçları olsa da ulaşımı en azından benim için biraz zahmetli. Tam da bu nedenle rehberli çevrimiçi turların eylül ayında yeniden başladığını öğrenmek sevindirici. Ekranlar aracılığıyla buluşulan bu turlarda, Arter’in sergi rehberleri her etkinlikte farklı bir tema etrafında bir araya getirdikleri eser seçkilerini katılımcılarla paylaşıyor ve yoruma açıyor. Ücretsiz olarak düzenlenen çevrimiçi rehberli turlar 12 ve 26 Eylül 2022 Pazartesi günleri 19:00–20:00 saatleri arasında gerçekleşecek. Diyalog ve tartışmaya daha fazla zaman tanımak amacıyla sınırlı sayıda katılımcıyla düzenlenen çevrimiçi turlara katılmak için etkinlik tarihinden önce turlar@arter.org.tr adresine e-posta göndererek kayıt yaptırmak gerekiyor.
Venedik Film Festivali kırmızı halıları
Venedik’te 79. Uluslararası Film Festivali pandemiyi geride bırakmanın coşkun mutluluğu içinde yıldızları, kırmızı halıları, galaları, partileri ve basın toplantılarıyla sürmekte. Tabii filmler de var. Onları daha sonra bizim festivallere geldiklerinde izleyeceğiz ama isterseniz bütün filmlerin kırmızı halı geçitlerini, sonra basın toplantılarını, hatta festivalin bu cumartesi gecesi yapılacak ödül töreninin de en yıldızlı, kırmızı halılı kısmını canlı veya daha sonra kayıttan izleyebilirsiniz (Kanala göz atınca günlük canlı yayınların saatlerini göreceksiniz). Açılış gecesinde Catherine Deneuve’ün ödül alışını, Zelenskiy’nin konuşmasını, jüri üyelerini, bütün filmlerin tanıtımlarını, daha önceki festivallerden kurgulanmış görüntüleri izledik. Güzeldi.
Hayvanat bahçesinde bir Anadolu Leoparı
Platformlar sayesinde festivallerde ödül alan yerli filmleri izleyebilmemiz çok güzel değil mi? Geçen yılın bol ödüllü filmlerinden biri olan Anadolu Leoparı, BluTv’ye geldi. Aynı platformda izlediğimiz Alef dizisinin yazarı olan Emre Kayiş’in yazıp yönettiği film, Toronto Festivali’nde dünya prömiyeri yaptıktan (ve FIPRESCI ödülü aldıktan) sonra başka festivallerin yanı sıra Antalya ve Ankara film festivallerinden de büyük ödüller kazandı. Oyun parkına dönüştürülmek üzere satılmış bir hayvanat bahçesinin ‘mensubu’, nesli tükenmek üzere olan bir Anadolu leoparı ve hayvanat bahçesinin 22 yıllık silik, sessiz müdürü Fikret (Uğur Polat) hikayenin ana kahramanları.
Kitaplar, yayın dünyası, dedikodular, haberler
“Bundan on yıl kadar önce akla gelebilecek her türlü edebiyat dergisinde öyle ya da böyle kitaplar hakkında yazı yazan insanlardık. Sonra bu on yılda çok şey değişti ve ‘herkes’ yazmaya başladı. Artık her kitap hakkında yazılmış ‘ciddi’ makalelere ulaşmak pek mümkün. Biz artık işin ciddiyetinden sıkıldık. Edebiyatın ve kitapların bu kadar ciddi konuşulmasından da kendi çapımızda yorulduk. Hatta sırf bu yüzden okumak ya da yazmak istemeyen insanlar olduğunu biliyoruz. Edebiyat ciddi cümlelerle çatık kaşlarla okunmak ya da yazılmak zorunda değil. Edebiyat keyif veren bir şey. Edebiyat, kendi dünyanın çok ama çok dışına çıkmanı sağlayan büyülü bir şey. Üstelik inanmayanlar var ama bazen çok da komik bir şey! Bu yüzden biraz gevşemek istiyoruz. Mümkünse arkanıza yaslanın, yüz kaslarınızı gevşetin… Her zaman güleceğiz demiyoruz ama keyfini çıkaracağımıza söz verebiliriz.” Bundan tam 26 hafta önce Burcu Arman ve Adalet Çavdar’ın yazıları ve Mehmet Şafak Sarı’nın teknik desteğiyle abonelerin mail adreslerine gönderilen Okur Bülteni, bu satırlarla sunuldu. Her salı, hem de ücretsiz olarak aldığımız bültende yok, yok. Edebiyatçı veya değil ama mutlaka kitap meraklısı olan konuklara özel hazırlanmış sorular, yayıncılık sektörüne, çeviri edebiyata ilişkin dedikodular, en son haberler ve bir dolu okuma önerisiyle dolu bültenler hem eğlenceli hem bilgilendirici.
Mutfaktan
Neo Skola
Şarabın en saf halini anlamak için
“Antik bir küp düşünün ve içinde şarap yapıldığını hayal edin. Nasıl bir şarap olduğunu, tadının nasıl olduğunu merak etmez miydiniz?” Şarap Eğitmeni Sabiha Apaydın‘ın bu sorunun peşinden gittiği eğitimi Neo Skola‘da yayına girdi. Apaydın, Natürel Şarap: Şarabın En Saf Hali eğitiminde, natürel şarap, turuncu şarap ve sürdürülebilir bağcılığa dair tüm merak edilenleri cevaplıyor, izleyenleri Kapadokya’da antik amforalarda yaşayan şarabın en saf ve ‘doğal’ haliyle tanışmaya davet ediyor.
Sabiha Apaydın’ın, bugün Slovenya, Gürcistan ve Gelveri, Kapadokya’da yaşayan natürel şarap geleneğini keşfedeceğiniz eğitiminin ilk bölümünü ücretsiz olarak izleyebilir, eğitime Neo Skola’da katılabilirsiniz.
Bir Yazar Çok Kitap
Mario Levi
Tolstoy: Sadece bir yazar değildi
Romanlarıyla sadece çok sayıda okuru etkilemekle kalmayıp, birçok yazarın da yolunu açmış Lev Tolstoy, 9 Eylül 1828 tarihinde, ilerleyen yıllarda bir edebiyat mabedine dönüşecek Yesnaya Polyana adında bir malikânede doğdu. Babası bir konttu. Unvan haliyle kendisine de geçecekti. Ailesinde ordunun çok yüksek kademelerinde yer almış komutanlar da vardı. Bu şartlar elbette çok iyi bir eğitim almasını vaat ediyordu. Öyle oldu. Ancak öğrendiklerini ve kendisini bulduğu bu şartları hayatı süresince çok farklı şekillerde de değerlendirdi. Etrafındakilerin çok sert eleştirilerine hedef olmayı göze alarak. Ayrıca çocukluğu derin sarsıntılarla geçti. Altı yaşındayken annesini, dokuz yaşındayken babasını kaybetti. Aile büyükleri elbette ona sahip çıktı. O günler adına iyi kalpli bir Tatiana Teyze’nin adı geçiyor. Daha çocuk yaşında çevresini incelemeye başladığı yıllarmış.
Hakkı verilmiş bir hayat
Hem gerçekleri hem de hayatın çılgın zevklerini aradı. Fotoğraflarına bakanlar iriyarı, heybetli bir adam olduğu izlenimine kapılabilir. Oysa gerçekte kısa boylu, tıknaz bir adamdı. Buna karşın karşısındakileri büyüleyen keskin bakışları da vardı. Sohbet faslı geldiğinde de yumuşak sesi ve etkileyici sözleriyle kendisini ziyaret edenleri hemen etkisi altına alırmış… Bunları “Tolstoy’un gözlerinde yüzlerce göz gizliydi” diyen Gorki’den öğreniyoruz. Bu özellikleri derinlikli bir yazarın yanı sıra, bir filozof, hatta bir tarikat şeyhi gibi görülmesine zemin hazırlayacaktı. Gelgelelim bu söylediklerimiz de ondan, öyle kendi köşesinde bir çeşit inzivaya çekilmiş bir ermiş çıkarmamızı gerektirmiyor. Hayatı boyunca zevk ve sefahat içinde yaşadığı günler de oldu, savaşlara bilfiil katıldığı, jimnastik yaptığı, patenlerini ayağına takıp buz pistlerinde kaydığı, eğitim reformları için adeta militanca savaştığı, sabanla toprağı sürdüğü günler de… Yaşananlar, iyi bir eğitim ve tutkulu bir mizaçla birleşince ortaya elbette muhteşem eserler çıkaracaktı. Buna bir komşu çiftliğin kızı, suluboya resimler yapan, hikâyeler yazan, iyi eğitimli kendisinden on altı yaş küçük Sonia Behr ile yaptığı evlilikte bulduğu huzur eklenince patlama gerçekleşecekti.
Unutulamayacak romanlar
Yaşananlar ve yazılanlar… 1862 ile 1876 yılları arasında en büyük eserlerini kaleme aldı… Hem ailesinden, hem de annesinin ailesi Volanski’lerin yaşadıklarından esinlenerek yazdığı “Savaş ve Barış” 1863 yılında gün ışığına çıktı. Rivayetlere altı yılda, on ki kez yazıldıktan sonra. 1873’te de öteki büyük romanı “Anna Karenina” okurla buluştu. O da birçok okura göre gelmiş geçmiş en iyi aşk romanı kabul edilir. Öteki büyük romanı “Diriliş” ise, kilisenin zaten hoşuna gitmeyen tavırlar takınıp demeçler verdiğinden, işlediği konu sebebiyle, aforoz edilmesine yol açtı. O günlerde “Her şiddet sahip olmak ve daha fazla sahip olmak demektir” diyordu.
Bir bilgelik örneği
Ölmeden önce topraklarını köylülerine bağışlamasıysa karısıyla arasının açılmasına sebep oldu ama son günlerine kadar Çehov, Gorki ve Gandi dahil birçok önemli şahsiyeti ağırladığı Yesnaya Polyana malikânesinden ayrılmadı. Ölümün yaklaştığını hissettiğindeyse evini de hayatı boyunca sahip olduklarını da terk ederek yollara düştü. Asparava tren istasyonunda öldü. Karısı ve çocuklarıyla vedalaşarak. Kilise yetkililerini kabul etmedi. Cenazeye binlerce köylü de geldi.
1910 yılıydı ve seksen iki yaşındaydı.
Tavsiye ettiğim kitapları
Savaş ve Barış, Çeviren: Tansu Akgün, İş Bankası Kültür Yayınları
Anna Karenina, Çeviren: Ayşe Hacıhasanoğlu, İş Bankası Kültür Yayınları
Diriliş, Çeviren: Uğur Büke, Alfa Yayınları
İvan İlyiç’in Ölümü, Çeviren: Nihal Yalaza Taluy, Can Yayınları
İnsan Ne ile Yaşar, Çeviren: Sabri Gürses, Alfa Yayınları
Banttan Naklen
Koray Gürtaş
Tarihe geçen dizi: Atılgan’ın ilk seferi
Uzay Yolu dizisi ilk kez Amerika Birleşik Devletleri’nde 8 Eylül 1966’da yayınlandı. NBC ekranında izleyiciyle buluşan yapım, Atılgan adlı uzay gemisinin yıldızlar arası yolculuklarını konu alıyordu. Başta Soğuk Savaş olmak üzere dünya gündemindeki olayları da kapsamına alan Uzay Yolu, 1960’lı yıllarda siyahlar ve diğer azınlıklardan oyunculara kadrosunda yer vererek fark yaratmış, Kaptan Kirk’ün siyahi karakter Uhura’yla öpüştüğü sahneyle de kalıpları yıkmıştı. Farklı seriler halinde günümüze dek varlığını sürdüren Uzay Yolu’nun 10 adet filmi yapıldı. Dizi, Türkiye’de ilk kez 1972’de TRT’de gösterildi. Ülkemiz ışınlanma, lazer gibi kavramlarla Kaptan Kirk ve arkadaşları sayesinde tanıştı. Vulcan’lı bir baba ve Dünyalı bir annenin çocuğu olan Mr. Spock karakteri Leonard Nimoy’un incelikli oyunculuğu sayesinde büyük ilgi gördü. Yeşilçam da Uzay Yolu macerasından uzak kalmadı, ‘Turist Ömer Uzay Yolunda’ filmi Atılgan’ın maceralarını beyaz perdeye taşıdı.
12 Dev Adam’ın Zirveyi Gördüğü An
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası yarı final mücadelesinde Türkiye, Sırbistan’ın son saniyelerde Kerem Tunçeri’nin basketiyle 83-82 yenerek adını finale yazdırdı. 11 Eylül’deki karşılaşmada Milli Takım’ın en skorer ismi 16 sayı atan Hidayet Türkoğlu oldu.
Bu organizasyonlar kaçmaz
- UEFA Şampiyonlar Ligi’nde perde açıldı. 7 Eylül Çarşamba günü saat 22.00’de başlayacak Inter-Bayern Münih ve Napoli-Liverpool maçları keyifli geçmeye aday. İki müsabaka da Exxen platformundan izlenebilecek.
Ligin 2.haftasında Bayern Münih ile Barcelona, 13 Eylül’de saat 22.00’de kozlarını paylaşacak. Yayın yine Exxen’de. - Atletizmin en prestijli organizasyonlarından Elmas Lig’de sezon finalleri 7-8 Eylül tarihlerinde İsviçre’de yapılacak. Yarışlar 7 Eylül’de saat 18.30, 8 Eylül’de ise saat 20.00’den itibaren TRT Spor Yıldız ve S Sport + ekranlarında olacak.
- Futbolda Avrupa kupalarındaki 4 temsilcimiz maçlarını 8 Eylül’de oynayacak. Avrupa Ligi’nde yer alan Fenerbahçe saat 19.45’te Dinamo Kiev, Trabzonspor saat 22.00’de Ferencvaros ile karşılaşacak. Konferans Ligi’nde M.Başakşehir, 19.45’te Hearts, Sivasspor ise saat 22.00’de Slavia Prag önüne çıkacak. Müsabakalar Exxen platformundan yayınlanacak.
- Sezonun son Grand-Slam turnuvası olan Amerika Açık’ta tek kadınlar finali 10 Eylül saat 23.00’te, tek erkekler finali ise 11 Eylül’de aynı saatte Eurosport’da olacak.
- F1’de İtalya GP, 11 Eylül saat 16.00’da S Sport 2’den yayınlanacak.