Mola #13: Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ü sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz

Neo Skola’nın haftalık bülteni Mola’dan merhaba.

Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü,
aramızdan ayrılışının 84. yılında sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.

Dünyada Neler Oluyor? 

Özgür Mumcu

Atatürk’ün ardından…

10 Kasım’da, Atatürk’ün dünyada yakın geçmişte nasıl değerlendirilip ele alındığına ilişkin bazı kaynakları paylaşmak istedim.

 

Unesco Dergisi
Atatürk’ün doğumunun 100’üncü senesi vesilesiyle UNESCO, 1981’i Atatürk yılı ilan etmişti. Örgütün yayın organı UNESCO Courrier’ın o seneki sayısının kapağı ve büyük bir bölümü Atatürk’e ayrılmış. Bülent Tanör, Çetin Altan ve Güzin Dino’nun yazılarıyla katkıda bulunduğu dergiye göz atmak isteyebilirsiniz: https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000074752

 

 

 

 

 

Tehlikeli Kadın’ın Belgeseli
Metnini Berlin’de bulunduğu sırada Nazi propaganda görevlilerince “tehlikeli kadın” sıfatıyla anılan, İkinci Dünya Savaşı’nın önemli gazetecilerinden Lael Wertenbaker’in kaleme aldığı, 1958 tarihli Atatürk’ün Hikayesi: Muhteşem Türk belgeseli de hem anlatımı hem de içerdiği dönemin nadir görüntüleri için kayda değer. İzlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=QssIYb2H4qM

 

BBC’de İnönü
Bir başka belgesel ise BBC’nin 1970 tarihli Atatürk: Türklerin Babası çalışması. Bu belgeselde de İsmet İnönü’nün ve ünlü İngiliz tarihçi Arnold Toynbee’nin söyleşileri dikkat çekici. İzlemek için>>> https://www.youtube.com/watch?v=tpUx1nA3WqU&t=102s

Ekran Bağımlıları Kulübü

Atatürk’ün Son 300 Günü

Atatürk’ün yaşamının son dönemini aktaran Sarı Zeybek: Atatürk’ün Son 300 Günü belgeseli, dönemin tanıklarının anılarından yararlanılarak hazırlanmış önemli bir yapım. Youtube’da 32. Gün’ün kanalından izleyebilirsiniz. İzlemek için >>> https://www.youtube.com/watch?v=W8IuS8LqlhE  

Onu anlatan haberler

Atatürk’ün olduğu arşiv görüntüleri, döneme tanıklık edememiş olan bizler için hazine değerinde. Onu gelecek nesillere aktarabilmek için bu görüntüleri korumak ve aktarmak kıymetli. British Pathé’nin kamu yararına sunduğu arşivinde Atatürk’ün Türkiye’de gerçekleştirdiği devrimi, halk üzerindeki etkisi ve onun ölümünden sonra yaşananlara dair haberlere rastlamak mümkün.

 

 

British Pathé’deki bu videolara bir göz atmak isteyebilirsiniz…

 

Atatürk’ün cenazesinden daha önce görmediğiniz görüntüler: https://www.youtube.com/watch?v=PsXwzoTa6Bo

 

1923’te Atatürk için yapılan geçit töreni: https://www.youtube.com/watch?v=FDxVja-T4_Q

 

Kısa bir video ancak coşkuyu görmek açısından önemli. Mustafa Kemal İstanbul’da: https://www.youtube.com/watch?v=5MhHrno98xs

 

1927’de Türkiye, Cumhuriyeti kutluyor: https://www.youtube.com/watch?v=3w4ghVZOMqo

Mutfaktan

Neo Skola

Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihte bıraktığı izin sadece Türkiye’den ibaret olmadığını, onun dünya tarihinde bıraktığı izi görmek, nasıl bir deha olduğunu daha iyi anlayabilmek için Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Neo Skola için hazırladığı Atatürk’ü Anlamak eğitimini bugün izleyebilirsiniz.

Ülkemizin en önemli tarihçi ve bilim insanlarından Prof. Ortaylı’nın, Atatürk’ün yaşamını, dönemin dünyasıyla beraber inceleyen anlatımı, hem kurucu liderimiz hem de o zorlu döneme bakışınızı zenginleştirecek. Birinci Dünya Savaşı’nı yaşamış, savaşın yaralarını hızlıca sararak cumhuriyeti kurmuş bir kadronun liderinin yaptıklarının önemini bugün daha iyi anlayacaksınız.

Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın Neo Skola için hazırladığı, Atatürk’ü Anlamak eğitimini Neo Skola’da ücretsiz olarak izleyebilirsiniz. 

 

Atatürk’ün bize mirası Cumhuriyet’in kuruluş aşamalarını ve bugününün değerlendirmesini de Prof. Dr. Emre Kongar’ın Neo Skola için titizlikle hazırladığı Cumhuriyet Neden Kazanacak eğitiminde izleyebilirsiniz. 

Prof. Dr. Emre Kongar’ın eğitiminde Atatürk’ün Cumhuriyet Devrimi’ni inceleyecek, yirminci yüzyılın en mucizevi olayının günümüzde başardıklarına ve geleceğe etkisine şahit olacaksınız.

Cumhuriyet Neden Kazanacak? eğitimine Neo Skola’da katılabilir, eğitimin ilk bölümünü ücretsiz olarak izleyebilirsiniz.

 

Bir Yazar Çok Kitap

Mario Levi

Atatürk Kitaplarını Hatırlamak

Hayatı romanlara ve filmlere konu olmuş ne çok tarihi şahsiyet vardır. Tesadüfi değildir elbette yapılanlar. Şaşırtıcı da değildir. Yaşananlar böyle bir esere ilham vermek için kendiliğinden hazırdır neticede. İlişkiler, ortaya konanlar, dramatik unsurlar… İş hepsini bir araya getirecek iyi bir kurguya kalır. Başka türlü de yazar olunamaz zaten. Hiç şüphe yok ki Mustafa Kemal Atatürk de bu şahsiyetlerden biridir. Hakkında o kadar çok kitap yazılır mıydı aksi halde?

Roman gibi bir biyografi

Yakup Kadri Karaosmanoğlu, “Atatürk” adını taşıyan kitabında, eşine az rastlanabilecek bir devlet adamını, yazar duyarlılığıyla, hayatına dair birçok insani tarafıyla yakalar. Boğaziçi’ndeki bir otelin restoranında, yakınlarının kendisine yakıştıramayacağı insanlarla yemek yediğini görenler şaşkınlıklarını gizleyemezler. Onlarla keyifle şakalaşmaktadır üstelik. Hayreti  yaşayanlar ve paylaşmaya çalışanlar, bir özelliğinin farkında değillerdir oysa. O, genel geçer görüşlerin tam aksine, herkesle eşit olmayı ve dinlemeyi bilen bir liderdir neticede. Yine yakın çevresindekiler, bir arkadaşının ölümüne saatlerce ağladığını da görmüşlerdir. Bu da ona hayatın getirdikleri ve götürdükleri yüzünden zaman zaman sertleşen tavrının yanında ne kadar ince bir ruhu olduğunu da gösterir. Yakup Kadri, cephede, düşmanlarının cesetlerine bile nasıl gözleri yaşlı baktığını görmüştür. Bu özelliklerin böyle ortaya çıkarılması kitaba bir biyografi kadar, bir roman havası da kazandırır.

Büyüklüğü yaşamak ve göstermek

Falih Rıfkı Atay da, “Çankaya” adını taşıyan kitabında benzeri bir tavır içindedir. O da girdiği savaşlar ve yeni cumhuriyetin kurulması için göze aldığı çabayı anlatırken, hayatına dair çok çarpıcı ayrıntılara değinir. Devlet meselelerini görüşmek için verdiği davetler sabahlara kadar sürer. Dostlarıyla uzun sohbetler yapmaktan nasıl hoşlandığını, Savarona ile yaptığı gezilerden aldığı keyfi, Köpeği Fox’a düşkünlüğünü ve Florya’da yüzmekten nasıl sevdiğini, hafızasının çok güçlü olduğunu, hayatının sonlarına doğru bu gücünü kaybetmesinin kendisini nasıl üzdüğünü ve asabileştirdiğini  de bu satırlardan öğreniriz. Saati sorduktan kısa süre sonra hayata gözlerini yumduğunu da… Bir tarihin son sahnesidir bu… O her alanda verilen savaşlar ancak böyle anlam kazanabilirdi.

Andrew Mango’nun “Atatürk Modern Türkiye’nin Kurucusu” adını verdiği kitabında, devlet adamlığının benzersizliğini vurgulamak için söyledikleri de kayda değerdir… “Atatürk’ün yaşamöyküsünde gerçekleri ve efsaneleri birbirinden ayırt etmek çok zordur ve bir bakıma Atatürk kendi efsanesini kendi yazmıştır”… Büyüklüğün bir başka şekilde dile getirilmesidir bu da hiç kuşku yok ki… Attila İlhan da “Hangi Atatürk”te liderin yolunu yıllar içinde nasıl sabırla ve ustaca planladığını ifade ederek bu büyüklüğe dikkatimizi çeker.

Yazılabilecekleri umut etmek

Atatürk’ü konu alan kitaplardan birkaçıdır sadece bu değinilenler. Onlarla yola çıkmak da kaçınılmazdır ama öte yandan. Yazılabilenler yazılmıştır. Henüz yazılamayanlarsa zamanlarını beklemektedir. Ben tüm bu ortaya konanlara rağmen Atatürk için hâlâ hak ettiği gibi bir romanın yazılmadığına ve bir filminin çekilmediğine inananlardanım çünkü.

Atatürk hakkında yazılan ve tavsiye edeceğim kitaplar

Atatürk Modern Türkiye’nin Kurucusu, Andrew Mango, Çeviren: Füsun Doruker, Remzi Kitabevi

Çankaya, Falih Rıfkı Atay, Pozitif Kitabevi

Atatürk, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, İletişim Yayınları

Hangi Atatürk, Attilâ İlhan, İş Bankası Kültür Yayınları

 

Banttan Naklen

Koray Gürtaş

“Kurtarıcını ve en büyük evladını kaybettin. Türk ulusu sen sağol” 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, 10 Kasım 1938 Perşembe günü Dolmabahçe Sarayı’nda yaşamını kaybetti. Atatürk’ün saat 9’u 5 geçe vefatını Anadolu Ajansı (AA) “Müdavi ve müşavir tabiplerinin neşredilen son raporu Atatürk’ün dünyaya gözlerini kapadığını bildirmektedir” ifadeleriyle duyurdu. Gazeteler yıldırım baskılarında acı haberi okurlarıyla paylaştı. Ulus gazetesi, “Kurtarıcını ve en büyük evladını kaybettin. Türk ulusu sen sağol” manşetini, Akşam ise “Bütün memleket matem içinde Atatürk bu sabah dokuzu beş geçe gözlerini dünyaya kapadı” başlığını kullandı. 20 Kasım’da Ankara’ya nakledilen Atatürk’ün naaşı, 21 Kasım’da törenle Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrine konuldu. Naaş, 10 Kasım 1953’te düzenlenen devlet töreniyle Etnografya Müzesi’ndeki kabirden alınarak, 1944’te başlayan yapımı Ekim 1953’te tamamlanan Anıtkabir’e nakledildi.

 

 

10 Kasım 1969’da TRT Ankara Televizyonu, Atatürk’ün ölümünün 31.yılı münasebetiyle Sovyet yapımı Türkiye’nin Kalbi Ankara isimli belgeseli yayınlıyordu. Bir süre sonra TRT Genel Müdürü Adnan Öztrak’ın ev telefonu sürekli olarak çalmaya başladı. Şikayetlerin ardı arkası kesilmiyordu. Bunu üzerine Öztrak, TRT’ye giderek yayını durdurdu. Şikayetlerin sebebi filmde komünizm propagandası yapıldığı iddialarıydı. Belgesel yarıda kesilse de olayın büyümesinin önüne geçilemedi. TRT Televizyon Dairesi Başkanı Mahmut Tali Öngören, bir süreliğine görevden alındı. Dönemin başbakanı Süleyman Demirel, Enformasyon Bakanı Turhan Bilge’yi vakayı araştırmakla vazifelendirdi. Yapılan incelemede belgeselde suç unsuru bulunmadı. İşin ilginci aynı film bir sene sonra 10 Kasım’da yine ekrana geldi. TRT’de genel müdürlük koltuğunda halen Adnan Öztrak oturuyordu. Türkiye’nin Kalbi Ankara, 2008’de Çankaya Köşkü’nün resmi internet sitesine koyuldu. Belgeseli izlemek için >>> https://www.tccb.gov.tr/assets/video/diger/Ataturk-TurkiyeniKalbi.mp4

 

1933 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. kuruluş yıldönümü dolayısıyla Atatürk’ün isteği üzerine Sovyetler Birliği’ne ısmarlanan ve 1934’te yapımı tamamlanan filmin yönetmenleri Sergei Yutkevich ve Lev Arnshtam’dı. Belgesele Reşat Nuri Güntekin ile Fikret Adil katkıda bulunmuş, Ekrem Zeki Ün ve Cemal Reşit Rey’in besteleri kullanılmıştı. Film, Türkiye Cumhuriyeti’nin 10. Yıl kutlamalarına dair en önemli görüntü arşivi konumundadır.

 

Spor tarihinde 10 Kasım

Kadın Voleybol Milli Takımı, Dünya Kupası’na tarihinde ilk kez 2003 yılında katıldı. Organizasyonun ev sahibi Japonya’ydı. Türkiye, 10 Kasım’da turnuvada İtalya’nın karşısına çıktı. Teknik ekip ve oyuncular, müsabakanın Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrıldığı güne ve yaşamını yitirdiği saate denk gelmesi nedeniyle Türkiye saati ile 9’u 5 geçe her koşulda mola almayı kararlaştırdı. Ve bu plan uygulandı. Saha kenarında kendilerine ayrılan yere gelen Milliler, saygı duruşuna geçti. Hakemler ve salondaki seyirciler bir süre olayı anlayamadı. Ancak durum öğrenilince takımın tutumu büyük oranda takdir gördü. “Hiçbir zaman unutulmayacak molanın hikâyesi” başlığıyla haberleştirilen saygı duruşuna dair haberi buradan izleyebilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=MUl0pU-THAE

10 Kasım 2001’de 2002 Dünya Kupası baraj maçında deplasmanda Avusturya ile karşılaşan A Milli Futbol Takımı, sahadan 1-0 galip ayrıldı. Mücadelenin tek golünü bugün Galatasaray’ın teknik direktörü olan akan Buruk kaydetti. İstanbul’daki rövanşı da 5-0 kazanan Türkiye, 1954’ten sonra ilk kez Dünya Kupası finallerinde yer alma hakkını elde etti.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share