Neo Skola’nın haftalık bülteni Mola’dan merhaba.
Neo Skola Mola’da, Özgür Mumcu, Elçin Yahşi, Mario Levi ve Koray Gürtaş’ın kaleminden, kültür-sanat, spor, tarih ve dünya gündemine dair okuma ve takip önerileri sizi bekliyor.
Aşağıdaki kutuya mail adresinizi yazarak Neo Skola Mola’ya üye olabilirsiniz.
Dünyada Neler Oluyor?
Özgür Mumcu
Jet sosyetenin jet derdi
Dünyanın en zengin ikinci insanı LVMH’nin CEO’su Berbard Arnault özel jetini sattığını duyurdu. Sosyal medyada jetinin uçuş bilgilerinin ifşa edilmesinden rahatsız olan Arnault, seyahat bilgilerine ulaşılmaması için artık jet kiralayacağını duyurdu. Ünlülerin ve zenginlerin özel jet kullanımı bir süredir gündemde. Hem toplumsal eşitsizliği hem de iklim krizi konularına temas eden bu konu, gündemde kalacağa benziyor.
Detay için >>> https://observer.com/2022/10/lvmh-bernard-arnault-sell-private-jet-twitter-tracking/?utm_medium=social&utm_source=t.co
Moldova siyasetine Rus müdahalesi
Washington Post’un, Ukrayna istihbaratının eriştiği belgelere dayanarak yaptığı haber, Rus istihbarat örgütü FSB’nin, Moldova’da Rus yanlısı muhalefeti desteklediğini belirtiyor. Romanya ve Ukrayna arasında yer alan Moldova’nın, Ukrayna’ya komşu Transdinyester bölgesi 1992’den beri Rus kontrolünde. Ülkenin yönetiminde Batı yanlısı, Dünya Bankası kökenli Maia Sandu, özellikle artan enerji maliyetleri sebebiyle protestolarla karşı karşıya. Gazetenin incelediği belgelere göre, bir yolsuzluk davası sebebiyle İsrail’de sürgünde bulunan 35 yaşındaki iş insanı ve siyasetçi Ilan Shor, FSB’nin tam desteğini almışa benziyor. Rusya’nın özellikle bu kış Avrupa’da kendi çıkarlarına yakın siyasetçileri desteklemek için aktif olacağı bekleniyor.
Detay için >>> https://www.washingtonpost.com/world/2022/10/28/russia-fsb-moldova-manipulation/
Twitter Musk’ın
Elon Musk’ın yılan hikayesine dönen twitter’ı satın alma hikayesi nihayet sonuçlandı. Twitter, artık 44 milyar doları gözden çıkartan Musk’ın. Musk, twitter’ı Çin’deki wechat uygulaması gibi, internette ihtiyaç duyulan çoğu şeyin yapılabileceği bir platforma dönüştürmek istediği biliniyor. * Zamanla online ödemelerin de üzerinden gerçekleştiği, bir “her şey uygulaması” hedefi olan 52 yaşındaki iş insanının içerik denetimine yaklaşımı soru işareti. Tam bir ifade özgürlüğünden yana olduğunu söyleyen twitter’ın yeni patronunun seçeceği yolun, twitter’ın siyasi ve sosyal etkisinin yıkıcılığını arttıracağını düşünenler kaygılı.**
Detay için >>> * https://www.zdnet.com/article/what-is-elon-musks-x-the-everything-app/
** https://www.theatlantic.com/technology/archive/2022/10/elon-musk-twitter-nightmare-scenarios/671906/
Ekran Bağımlıları Kulübü
Elçin Yahşi
Bu sezon sınıf çatışması az, seks çok
Bu haftanın en güzel haberi, İlk sezondan sonra aldığı ödülleri sayamayan kara komedi The White Lotus’un, ikinci sezonuyla 31 Ekim Pazartesi itibariyle her pazartesi beIN Connect’te izlenebilecek olması. HBO yapımı dizide geçen sezon aşkı bulan zengin dul Tanya (Jennifer Coolidge) ve kocası dışında bu sezon bütün kadro yepyeni. Hatta Tanya bile evliliğinin mutsuzluk aşamasında. Hawai’de tanıştıkları The White Lotus otel zincirinin Sicilya şubesine gidiyorlar. Yedi bölümlük ikinci sezonda da yine zengin misafirler ve otel görevlileri var ancak bu kez iki tarafı birbirinden kesin çizgilerle ayıran iktidar ilişkileri yerine ana konu seks ve kıskançlık. Sicilya’da sıcak saatlere hazır olun.
Fragman için >>> https://www.youtube.com/watch?v=Baflc_0XVfY
Ekin Koç‘u hiç böyle görmediniz
Okul Tıraşı, ilk gösterimini 2021 Berlin Film Festivali’nde yaptı. Panorama bölümünde yarışan film, Fipresci ödülünün sahibi oldu. Ülkemizdeki ilk gösterimi ise 2021 Ekim ayında gerçekleşen Altın Portakal yarışmasında oldu. Antalya’da en iyi film, kurgu ve senaryo ödüllerini kazandıktan sonra dolaştığı festivallerden de aldıklarıyla 20’nin üzerinde ödülü olan bu ‘küçük’ ama etkisi büyük filmi kaçırmayın. O olduğunu bilmeseniz tanımayacağınız bir Ekin Koç ve Münir Can Cindoruk iki öğretmeni canlandırıyor. Doğu Anadolu’da, kara kışın ortasında bir yatılı okulda 24 saatte geçiyor film. Arkadaşının hastalığına öğretmenleri inandırmaya çalışan çocuk, elleri kolları hem kendi çaresizlikleriyle hem bürokrasiyle bağlanmış öğretmenler, çözüm yerine baştan savmalar derken film bir Türkiye panoraması çiziyor. Bölgeden seçilmiş çocukların oyunculukları da cabası.
Fragman için >>> https://www.youtube.com/watch?v=AlxMlTDuAPA
“Ama nilüfer durgun suda olur”
Belli ki korunaklı, güzel bir sitede, birkaç katlı, bahçeli, güzel bir ev, tüketmekten başka yapacak işi olmayan güzel bir kadın, para kazanmaktan yana da, ailesiyle de büyük bir derdi olmayan ‘başarılı’ bir iş adamı, bu ikilinin aynı çizgide büyüyen, maymun iştahlı küçük kızı. Herkesin elindeki telefona ya da tablete gömüldüğü sakin bir aile hayatı. Sıkıntı yok yani; ama iletişim, sevgi, ruh, mana da yok. Bu durumlarda genellikle olduğu gibi, adam küçük kaçamaklarla, kadın da bitmeyen alışverişe eşlik edecek kültürel bir faaliyetle bu boşluğa anlam katma çabasında. Bu çaba, ekonomik olarak kendilerinden bir parça daha düşük (ve fakat onlardan daha ‘entelektüel’) eski tanıdıkları olan bir çiftle yakınlaşmalarına neden oluyor ve denge bozuluyor…Karı kocada Songül Öden ve Tolga Tekin, yazar arkadaşta Tülay Günal şaşırtacak derecede iyi. Üst orta sınıfı yargılamayan, taraf tutmadan anlamaya çalışan tespitler de gayet yerinde. Seren Yüce’nin yönettiği 2016 tarihli Rüzgarda Salınan Nilüfer, MUBI’de.
Fragman için >>> https://www.youtube.com/watch?v=MAvdnnhL07Q
McDreamy bu kez finansçı
Patrick Dempsey Grey’s Anatomy’deki doktor önlüğünü çıkardıktan sonra, The Harry Quebert Affair’de cinayetle suçlanan bir yazarı canlandımıştı; diziyi BluTv’de izlemiştik, uyarlandığı aynı isimli çok satar kitap bizde de yayımlanmıştı. Sonra uluslararası bir bankanın CEO’su olarak karşımıza çıktı Dempsey. Bir finansçının çok satan kitabından uyarlanan Devils’ın İtalyan yapımcıları, dizinin dünyanın içinde bulunduğu ekonomik kriz dönemine denk gelmesinden ötürü şaşkın. Finans dünyasının iç dinamiklerine tanıklık etmek isteyenler için yeni sezon da geldi, o da BluTv’de.
Fragman için >>> https://www.youtube.com/watch?v=ZQB3VoqI-gs
4K Sevmek Zamanı
MUBI’nin global çaptaki ilk restorasyon projesi Sevmek Zamanı, büyük usta Metin Erksan’ın ölümünden 10 yıl sonra, 4K kalitesinde yenilenen kopyasıyla 20 Ekim’de Lyon’da, film endüstrisinin klasik sinemaya adanmış en önemli sahnelerinden Lumière Film Festivali’nde dünya prömiyerini yaptı. “Ben resmine âşığım, ölünceye kadar da onu seveceğim” gibi replikleri hafızalara kazınan film, İstanbul’un ikonik görüntüleri eşliğinde felsefi ve tasavvufi bir aşk sorgulaması.1965 tarihli bu ölümsüz klasik, hiçbir zaman geniş çaplı bir dağıtım imkanı bulamamıştı. Sevmek Zamanı, 3 Kasım’dan itibaren 190’dan fazla ülkede yayında olacak.
Fragman için >>> https://www.youtube.com/watch?v=bycSjWBi7CI
Mutfaktan
Neo Skola
Köpek Eğitimi: Dostunuzla anlaşma kılavuzu
“Yapmanız gereken köpeğinizin lideri olmak değil, onun insanlar için kurgulanan algılamakta güçlük çekeceği bu dünyada yol göstericisi olmak.” Köpek Davranış ve Eğitim Uzmanı, Tarkan Özvardar, Neo Skola için hazırladığı Köpek Eğitimi: Dostunuzla Anlaşma Kılavuzu eğitiminde ilk adımı bu tavsiyeyle atıyor.
Özvardar’ın titizlikle hazırladığı eğitimde, köpek bakımının püf noktalarını ve ırkların özelliklerini inceleyecek, en iyi dostunuz köpeğinizle anlaşmak için ihtiyacınız olan anahtar bilgileri keşfedeceksiniz.
İlk kez köpek sahiplenecekler için hangi ırklar daha uygundur? Yavru köpeklere nasıl tuvalet alışkanlığı kazandırılır? Köpekler hangi sıklıkla yıkanmalı ve beslenmelidir? Köpekler için ideal yaşam alanı nasıl olmalıdır? Yavru köpekler insan hayatına daha kolay mı uyum sağlar?
Bir Yazar Çok Kitap
Mario Levi
Oscar Wilde: Viktorya Döneminin En Aykırı Yazarı
Sadece yazdıklarıyla değil, hayatıyla da birçok kişiyi etkileyen Oscar Wilde, 16 Ekim 1854 tarihinde Dublin’de doğdu. Oyunlar, şiirler, hikâyeler ve bir roman yazdı. Hepsi ses getirdi. Ama en çok ilgi uyandıran yaşadıklarıydı. Belki de bu yüzden günün birinde asıl dehasını hayatına koyduğunu söyledi. Bu duruş elbette bir aykırılığı gerektiriyordu. Her aykırılık gibi de bir bedel ödemeyi… Bedeli fazlasıyla ödedi. Geriye efsanesi kaldı.
Aykırılığın bedeli ve ödülü
Hayatı, görünebilenlere bakıldığında, çok iyi koşullarda başlamıştı oysa. Babası tıp bilimindeki başarıları sebebiyle şövalye unvanı kazanmış ünlü bir göz doktoruydu. Bir yazar tarafı da vardı. Annesi tanınan bir şairdi. İrlandalı birçok devrimci onu örnek almıştı. Çocukluğundan başlayarak iyi bir eğitim almıştı. Önce evde, ardından Portora Kraliyet Okulu’nda. İlerleyen yıllarda da, hiç şüphe yok ki dünyanın en iyi üniversiteleri arasında yer alan Dublin’deki Trinity College ile Oxford’da. Estetizm akımına kapılması da bu günlere rastlıyor. Sanatla hayatı birleştirmeyi amaçlayan bir akım…
Saçlarını uzatmaya başlaması ve çarpıcı kıyafetleriyle ilgi çekmesi de bu duruşun dışa vurumu gibi görülebilirdi. Oxford’dan mezun olduktan sonra döndüğü Dublin’de tanıştığı Florence Balcomb duygularına karşılık vermeyince 1878 yılında terk ettiği İrlanda’ya, ilerleyen yıllarda çok kısa iki ziyaret dışında bir daha dönmedi. Londra’da kraliçenin danışmanlarından birinin kızıyla, Constance Lloyd ile evlendi. Eşinin geliri sayesinde çok lüks bir hayata da adımını atıyordu. Bu evlilikten iki çocukları oldu. Oyunları ve şiirleriyle de çok iyi tanınıyor, saygı görüyor ve hayranlık uyandırıyordu. İmrenilecek bir hayat gibiydi yaşadığı. Hepsinin sadece görüneni yansıttığıysa ancak zamanla anlaşılacak, içinde yıllar boyunca biriktirdikleri, günü geldiğinde bir volkan gibi patlayacaktı. Buna mutaassıplığıyla bilinen Viktorya döneminin bağrına atılmış tahrip gücü yüksek bir bomba da denebilirdi. Yeni hikâye o günlerde kaldırılması zor bir skandalla başlamıştı. Yazar Lord Alfred Douglas ile bir ilişkiye girmekle kalmadı, yaşadıklarını tüm açıklığıyla ortaya çıkarma cesaretini gösterdi. Dönemin tutucu değerlerine bir meydan okumaydı yaptığı.
Kendisini Antik Yunan’dan gelen Sokratik bir erkek aşkına bağlıyordu. Hayatı üzerine kafa yoranlar eşcinselliğinin bu yönelimiyle mücadele ettiği sonucunu çıkarabilir miyiz? Neresinden bakılırsa bakılsın, bu skandala kadar böyle başka ilişkiler de yaşamıştı. Ne var ki dönemin Birleşik Krallığı’nın böyle bir hayatı kabul etmesi mümkün değildi. Hakkında açılan bir dava neticesinde iki yıl hapse mahkûm oldu. Düşüş başlamıştı. Olaydan sonra karısı Wilde soyadını artık taşımak istemedi ve mahkeme kararıyla, çocuklarıyla beraber Holland soyadını aldı. Hapishanede önceleri eline kalem verilmedi. Sonra verildi ve cezasını çektiği günlerde Lord Douglas’a elli bin kelimelik bir mektup yazdı ama gönderme imkânı bulamadı. Yazdıkları önce kısaltılarak “De Profundis” adıyla, sonra da tam metin halinde “Oscar Wilde’ın Mektupları” adı altında yayımlandı. Hapisten çıktığındaysa beş parasız kalmıştı. Hayatının son üç yılını Paris’te küçük bir otelde, sefalet içinde geçirdi. Ünlü “Reading Zindanı Baladı”nı bu dönemde yazdı. 30 Kasım 1900 tarihinde menenjitten öldü. Ölmeden önceki “Ya duvar kağıdı gider ya ben” sözlerini kendisini yeniden Katolikliğe kabul eden rahibin ve kaldığı otelin sahibinin yanında söyledi. Pere Lachaise mezarlığındaki, üzerinde erkek melekler bulunan mezar taşı hayranlarının öpücük izleriyle kaplıdır.
“Dorian Gray’in Portresi” ve yankıları
Wilde, yaşadığı yıllarda şiirleri ve oyunlarıyla çok ses getirdi. Ama onu geniş bir kitleyle buluşturan, tek romanı, 1891 yılında yayınlanan “Dorian Gray’in Portresi” oldu. Roman portresine tutkun bir ressamın hikâyesi çevresinde gelişiyordu ve yazarın yaşadığı skandalların da etkisiyle, farklı şekillerde değerlendirildi. Şimdilerdeyse çığır açıcı eserlerden bir olarak görülüyor.
Büyük eserler her zaman büyük fırtınalardan geçmeliydi.
Tavsiye ettiğim eserleri
Dorian Gray’in Portresi, Çeviren: Didar Zeynep Batumlu, İş Bankası Kültür Yayınları
Reading Zindanı Baladı-Kısa Klasikler, Çeviren: Fatih Demirci, Can Yayınları
Hiçbir Şey Eskimez Mutluluk Kadar (Aforizmalar), Zeplin Kitap
Şiirler-Tiyatro Oyunları-Denemeler, DoğuBatı Yayınları
Banttan Naklen
Koray Gürtaş
Boğaziçi Köprüsü hizmete girerken…
Boğaziçi Köprüsü, 30 Ekim 1973’te Cumhurbaşkanı Fahri Korütük tarafından hizmete açıldı. Uzunluğu 1560 metre olan köprünün yapımında 35 mühendis ve 400 işçi çalıştı. 1574 gün süren inşaat 516 milyon liraya mal oldu. Açılış töreni köprünün Beylerbeyi ayağında yapıldı ve televizyon tarafından naklen yayınlandı. Organizasyonun şeref misafiri olan ünlü aktör Danny Kaye, izdiham nedeniyle zorlansa da dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen çocuklarla birlikte UNICEF adına bir barış yürüyüşü gerçekleştirdi.
Halkın büyük ilgi gösterdiği açılışın ardından binlerce insan köprünün üstünü doldurdu. Esneme tehlikesi ortaya çıkınca saat 15’te köprünün üstü boşaltıldı. Boğaziçi Köprüsü’ndeki ilk kaza ise Ortaköy ayağında oldu. 34 CF 231 plakalı araç, Faruk Atilla ismindeki vatandaşa çarptı.
Devrim’in yarım kalan adımı
29 Ekim 1961’de, 4.5 ay gibi çok kısa bir sürede Eskişehir’de imal edilen ilk Türk otomobili Devrim, TBMM önünde yapılan törenle Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’e sunuldu. Gürsel, iki arabadan siyah olanına bindi. Fakat yeterli benzin olmadığı için otomobil yolda kaldı. Cumhurbaşkanı, sarı renkli diğer arabaya geçerek bir gezinti yapsa da akıllarda benzin bitme hadisesi ve Cemal Gürsel’in, “Garp kafasıyla otomobili yaptık, ama şark kafasıyla ikmalini yapamadık” sözleri kaldı.
Dünya Cassius Clay’le tanışıyor
Boks tarihinin unutulmaz ismi Muhammed Ali (Cassius Clay), 29 Ekim 1960’da kariyerinin ilk profesyonel maçına çıktı. Louisville’deki Freedom Hall’da Tunney Hunsaker ile karşılaşan Ali, 6 rauntluk mücadeleyi hakemlerin oybirliği ile kazandı. Bu maçta yer alarak tarihe geçen Hunsaker, yaşamının 38 yılını polis şefi olarak geçirdi. Muhammed Ali, 31 Ekim 1974’te ise, bugünkü adı Demokratik Kongo olan Zaire’nin başkenti Kinshasa’daki maçta George Foreman’ı yenerek dünya ağır siklet boks şampiyonu oldu.
Bu organizasyonlar kaçmaz
Basketbol EuroCup’ta Türk Telekom,1 Kasım saat 22.00’de Slask Wroclav, Frutti Extra Bursaspor ise 2 Kasım saat 20.00’de Ulm ile oynayacak. Müsabakalar TRT Spor Yıldız ekranında olacak. FIBA Şampiyonlar Ligi’nde Bahçeşehir Koleji 1 Kasım saat 20.30’da Nymburg, Darüşşafaka ise 2 Kasım saat 20.00’de Ludwigsburg ile karşılaşacak. Bu maçların yayıncısı Tivibu Spor 2
UEFA Avrupa Ligi ile UEFA Konferans Ligi’nde de grup karşılaşmaları heyecanı tamamlanıyor. 3 Kasım’da saat 18.30’da Başakşehir-Hearts, 20.45’te Trabzonspor-Ferencvaros ve Slavia Prag, saat 23.00’te ise Dinamo Kiev-Fenerbahçe maçları var. Bu karşılaşmalar Exxen platformunda olacak.
EuroLeague’deki temsicilerimizden Anadolu Efes 3 Kasım saat 22.30’da deplasmanda Bayern Münih’in karşısına çıkacak. Fenerbahçe Beko ise 4 Kasım’da aynı saatte Barcelona ile İspanya da kozlarını paylaşacak. İki maçı da S Sport yayınlayacak.