Finansal Okuryazarlık: Başlarken bilmeniz gerekenler

Bir işletmenin mali durumu ve faaliyet sonuçlarının yorumlanmasına mali analiz diyoruz. Mali analiz mali tablo üzerinden yapılır. İşletmelerin de en temel mali tablosu bilanço ve gelir tablosudur.

Bilanço bir işletmenin belli bir andaki mali durumunu gösterir. Aktif ve pasif dengesinden oluşur. Bir terazi gibidir. Aktif ve pasif her zaman birbirini tutmalıdır. Bu terazinin aktifinde varlıklar, pasifinde kaynaklar yer alır.

Peki varlıklar nelerdir? Dönen varlıklar, duran varlıklar, pasifte de kısa vadeli yabancı kaynaklar, uzun vadeli yabancı kaynaklar ve özkaynaklardan oluşmaktadır. Bunların kendi içinde bir dengesi vardır. Özellikle ticari faaliyet gösteren şirketlerde çalışıyorsanız ya da kendi işiniz varsa bu denkliğe çok dikkat edilmesi gerekir.

Dönen varlıklar ticari kuruluşlarda daha fazla olabileceği gibi sanayi kuruluşlarında duran varlıklar da daha yüksek oranda gerçekleşebilir.

Bilançonun detayına girelim. Önce dönen varlıklar. Dönen varlıklar adı üstünde hızlıca dönmesi gereken kaynaklardır. Bir yıldan daha kısa sürede elimizde bulunan, serbestçe kullanabileceğimiz nakit ve nakit benzeri ile birlikte bir yıldan daha kısa sürede paraya dönebilecek varlıkların tümü aslında bizim için dönen varlıklardır.

Bunlar nelerdir? Bankadaki paramız, kasadaki paramız, ticari alacaklarımız, stoklarımız, diğer dönen varlıklarımız. Dönen varlıkları genel olarak kısa vadeli yabancı kaynaklarla fonlamanız gerekir. Bunu her zaman kendi işletmelerimizde tercih ederiz. Çünkü dönen varlıklardan çıkarılacak kazanacağımız parayla bunu ancak finanse edebiliriz. Mümkünse kısa vadeli yabancı kaynak kullanılmaması da tercih edilmelidir. Çünkü kaynak kullanımı demek bizim için ekstra maliyet demektir. Finansal maliyettir.

Finansal maliyet de karlılığımızı düşüren bir faktördür. O yüzden işletme sermayemizi yani dönen varlıklarımızı çok iyi yönetmemiz gerekir.

Duran varlıklara gelelim. Bunlar bir yıldan uzun vadeli ticari alacaklar, diğer alacaklar, maddi duran varlıklar, maddi olmayan duran varlıklar, özel tükenmeye tabi değerler ve ayrıca gelecek yıllara ait gelir ve gider kalemlerinden oluşur. Duran varlıklara örnek: Makineye yaptığımız yatırımlar. Eğer bir işletmemiz varsa ve o işletme için yeni bir makina yatırımı yapıyorsak bu bizim için duran bir varlıktır. Aynı zamanda yeni bir arsa aldıysak bu arsa da hep yerinde duracağı için kısa sürede nakde çevrilmeyeceği için bu da bir duran varlık örneği olarak verilebilir. Yeni bir bina yatırımı yapıyorsak, bu bina yatırımı da bizim için duran varlıktır.

Bunların dışında ufak yatırımlardan da bahsedebiliriz. Örnek olarak operasyonda kullanacağımız bir forklift satın alıyorsak bu da bizim için duran varlıktır. Çünkü operasyonumuzda kullanacağımız ve nakde çevirmeyi düşünmediğimiz bir yatırım kalemidir. Bunların dışında ofiste kullandığımız laptoplarımız ya da bilgisayarlarımız cep telefonlarımız, bunlar da bizim için duran varlık sınıfında dikkate alacağımız kalemlerden bazılarıdır.

Duran varlık neden önemlidir?

Sanayi kuruluşlarında operasyonel verimlilik ve kârlılık için duran varlıkları fazla olması tercih edilir. Çünkü duran varlık ne kadar fazlaysa müşterilerden gelen taleplerinizi en kısa sürede karşılayabilirsiniz. Kapasite sıkıntısı yaşamazsınız. Fakat her zaman duran varlığın fazla olması sanayi kuruluşlarında tercih edilebilecek bir şey olmayabilir. Burada kapasite kullanım oranlarına bakmanız lazım. Çok fazla yatırım yapmış olabilirsiniz fakat bunu üretime döndüremiyorsanız finansal tablonun üzerine negatif etkisi olacaktır.

Duran varlıkların finansmanında genel olarak uzun vadeli kredi kullanılması tercih edilmelidir. Aksi takdirde çok yüksek bir finansman maliyetiyle karşı karşıya kalınabilir. Yaşadığımız en büyük sıkıntı, yapmış olduğumuz yatırımların kısa va vadeli yabancı kaynakla fon yanmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü yapılan yatırımların geri dönüşü birkaç sene içinde gerçekleşecektir

Örnek vereyim: Bina yatırım yapıyoruz. Bina yatırımını yaptığımızda bunun geri dönüşü 2-3 seneyi bulacaktır. Buradan gelir elde etmemiz bu binanın tamamlandıktan sonra ofis haline gelip kiralanması aşamasıyla başlayacaktır. Fakat eğer kredinizi bir yıllık olarak aldıysak bunun geri dönüşünde sıkıntı yaşayacağız ve krediyi geri ödeyemeyeceğiz, ödeyemediğimiz için de hem finansman maliyetimiz artacak hem de şirket olarak kredibilitemiz düşecektir ve sonraki kredi alımlarında sıkıntı yaşamamız muhtemel olacaktır. Eğer mümkünse özkaynak en çok tercih etmeniz gereken yöntem olmalıdır.

CFO Zeynep Sarsan’ın Neo Skola için hazırladığı Finansal Okuryazarlık eğitiminde, bilanço analizi, mali tablo analizi, kurumsal strateji ve risk yönetimi hakkında bilmek istediğiniz her şeyi anlatıyor. 

İlk bölümü ücretsiz olan Finansal Okuryazarlık eğitimine Neo Skola’da katılabilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share