Farklılıkların Eşitliği: İş Dünyasında Eşitlik ve Kapsayıcılık

The Queer Community LGBTQ vector illustration

Dünya genelinde insan hakları alanında ilerlemeler kaydedilmiştir. Buna rağmen kadınlar, göçmenler, yaşlılar, LGBTİ+ bireyler ve engelliler iş dünyasında hala dışlanmayla karşı karşıyalar. Bu durum söz konusu bireylerin iş gücüne katılma oranlarını düşürmektedir. Dahası, sosyal uyum için tehdit oluşturmaktadır. Ayrıca, azınlık gruplarına dahil çalışanlar ayrımcılık nedeniyle iş gücüne dahil olamamaktadır. Bu sebeple toplum çeşitli yeteneklerden ve farklı perspektiflerden mahrum kalır. İş yerlerinin farklı kimlik ve özellikler taşıyan bireylere daha iyi çalışma koşulları sunması önemlidir. Kapsayıcılık temelli politikalar belirlenmesi şirketler için büyük bir potansiyelin kapısını aralamaktadır.

 

Araştırmalar, “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” endekslerinde önde gelen şirketlerin pazar paylarının %45 arttığını gösterir. Ayrıca yeni pazarlarda bu prensibi benimsemeyen şirketlere göre başarı oranlarının %70 daha fazla olduğunu göstermektedir. 10.000’den fazla şirket üyesiyle dünyanın en büyük kurumsal sürdürülebilirlik platformu olan UN Global Compact’in Türkiye ayağı 2020 yılında şirketler için insan onuruna yakışan iş ve çalışma ortamlarının tesisi adına “İş Dünyası Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Rehberi” yayınladı. Rapor mülteciler, engelliler ve LGBTİ + bireyler üzerine yapılan çalışmaları anlatır. Söz konusu grupların çalışma koşullarının iyileştirmesine yönelik şirket yöneticilerine ve insan kaynakları uzmanlarına tavsiyeleri var. Raporun sonunda hazırlanan anketle, kendi kurumunuzun “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” politikalarını değerlendirebilirsiniz. Böylece sonuçlara göre konu hakkındaki duruşunuzu revize edebilirsiniz.

 

“Bütün insanlar onur ve haklar bakımından özgür ve eşit doğarlar.”

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Bildirgesi

 

 

Engelsiz Bir Çalışma Ortamı İçin El Ele!

 

Diğer bireylerle eşit koşullarda topluma katılmalarının önünde engel teşkil eden uzun süreli fiziksel, zihinsel, düşünsel ya da algısal bozukluğu bulunan kişilere “engelli” denir. Birleşmiş Milletler verilerine göre engelli kişilerin yüzde 80’i yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Bu oran doğal afetler ve savaşlar sonucu harap olmuş az gelişmiş ülkelerde artmaktadır. Engelliler dünyanın hemen her yerinde  ayırımcılıkla karşılaşmaktadır. Ayrıca yaşadıkları toplumların ekonomik, sosyal ve politik alanlarından dışlanmaktadır.

 

Toplumun bir yansıması olan şirketler engelli bireylerin topluma entegre olabilmesi için önemlidir. Onlara karşı yapılan ayrımcılığın durması için ellerinden geleni yapmalıdır. Örneğin, “Bu işte engelli çalışanlar olmaz. İşimiz uzun saatler çalışmayı gerektiriyor. Engelli bir bireyin buna uyum sağlayabileceğini düşünmüyoruz!” tarzı düşünce kalıplarına yer verilmemelidir. Yapılacak iş için gerekli becerileri tanımlamak yeterlidir. Dahası, başkası adına karar veren ve bu kararın temelinde doğrudan ayrımcılık olan yargılara geçit verilmemelidir.

 

İş ilanları engel ayrımı yapmadan (işin yapılma süreci özel bir engel grubunun işi yapmasına engel teşkil etmiyorsa; görme, işitme, fiziksel aktivite gibi) her engel grubuna açık olmalıdır. Engelli bireye yönelik ayrımcılık çağrıştıran (ehliyet, askerlik, hiçbir sağlık sorunu bulunmayan ibareleri gibi) ifadelerin ilanlarda bulunmamasına dikkat edilmelidir. Engelli bireylere potansiyel risk unsurlarından korunma sağlayacak, güvenli bir çalışma ortamı sunulmalıdır. Yangın, deprem gibi acil durum hallerinde engelli bireye özel uyarı sistemleri kurulmalıdır. Ayrıca engel durumuna ve bireyin ihtiyacına göre destek verilmelidir. Yönetici olarak işe geliş gidişler için servis hizmeti verebilirsiniz. İşitme engelli bireyin çalıştığı alana ışıklı uyarıcılar koyabilirsiniz. Görme engelli bireyler için sesli betimlemeler ve braille (görme engelliler için kullanılan alfabe) ile hazırlanmış uyarıcılar koyabilirsiniz.

 

Bazı iş yerleri yasal zorunluluk gereği engelli istihdam ederken, engelli bireyin işe gelip gitmesini istemez. Ancak engelli çalışana sadece maaş vermek yeterli değildir. Çalışmak sadece para kazanma aracı değil aynı zamanda bir sosyalleşme aracıdır. Engelli bireye hiçbir iş yaptırmamak, engellilere yönelik kalıp yargıları güçlendirerek daha fazla ayrımcılığa yol açabilir. Engelli çalışan aksini tercih ettiğini belirtmedikçe, kendisinin iş yerine ulaşımı ve çalışma ortamı için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kişinin diğer çalışanlarla eşit koşullarda çalışabilmesi sağlanmalıdır.

 

 

Alışın Her Yerdeyiz! 

 

LGBTİ+ Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks kimliklerinin baş harflerinden oluşan kısaltmadır. Lezbiyen, Gey ve Biseksüel, cinsel yönelim; Trans, cinsiyet kimliği; İnterseks ise cinsiyet özellikleri/karakteristiğidir. “+” işareti cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliğinin bu kısaltmada yer alan kimliklerden çok daha fazla olduğuna işaret etmektedir. Bu farklı yönelim ve kimlikleri kapsamak amacıyla bu kısaltmaya “+” işareti konmaktadır.

 

LGBTİ+ bireyler, ekonomik ve sosyal yönden birçok ayrımcılığa uğramaktadır. Dahası sağlık, eğitim, barınma ve çalışma haklarını elde etmekte engellerle karşılaşmaktadır. Güncel araştırmalar kendilerini LGBTI+ olarak tanımlayan bireylerin yaptıkları iş görüşmelerinde diğer adaylara oranla %30 daha az geri çağrıldığını gösteriyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde trans bireylerdeki işsizlik oranı genel ortalamanın üç katıdır. İstihdama katılan LGBTİ+ bireylerin yarısı ayrımcılığın çalışma ortamında onları olumsuz etkilediğini bildirmektedir.

 

LGBTİ+ hakları söz konusu olduğunda şirketler inovatif bir yaklaşım benimsemeli ve bulundukları topluma öncü olmalıdır. Çalışanların partnerleri ve ilişkileri diğer ilişkilerle eşit olarak görülmelidir. LGBTİ+ çalışanlar evlilik, doğum vb. durumlarda diğer çalışanlara verilen tüm izinlerden ve haklardan faydalanabilmelidir. Trans çalışanların cinsiyete uyum sürecinde ihtiyaç duyacağı hormon tedavisi desteklenmelidir. Tüm sağlık, bakım ve tedavi hizmetleri, mevcut sağlık sigortası kapsamına alınmalıdır.

 

Cinsiyet geçişi sürecindeki çalışanların yasal izni bulunmalıdır. Cinsel yönelim ve cinsel kimliklere yönelik tüm ayrımcı eylemler için ayrımcılık karşıtı bir şirket politikası oluşturulmalıdır. LGBTİ+ çalışanların kendini rahat hissedeceği ortamlar sağlanmalıdır. İşe başvuruların ilk aşamasında CV ve başvuru formlarının isim, cinsel kimlik ve fotoğraf gibi kişinin işe uygunluğunun belirlenmesinde etkisi olmayan özellikleri gizleyecek şekilde tasarlanması ile ön yargıların önüne geçilebilir. İşe alımlarda ve terfilerde, farklı cinsel kimlik ve yönelimlerden adaylara eşit fırsat verilmelidir. Ayrımcılık yapılmaması sağlanmalıdır.

 

 

Eşitlik Bir Milletin Değil, Herkesin Hakkıdır!

 

Mülteci; dini, milliyeti, belirli bir azınlık grubuna üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle zulüm gören veya göreceği korkusu taşıyan kişidir. Mülteciler bu sebeple ülkesini terk eder. Korkuları nedeniyle geri dönemez veya dönmek istemez. Dünya genelinde yükselişe geçen otoriter rejimler ve artan savaşlardan dolayı mültecilerin sayısı yükselmiştir. Hem küresel hem de ulusal boyutta önemli rakamlara ulaşmıştır. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü’nün (UNHCR), 2019 itibariyle ulaştığı veriler dünyada savaş, çatışma ve zulümden dolayı yerinden edilmiş kişi sayısının 70 milyonu geçtiğini göstermektedir. Birleşmiş Milletler Mülteci Örgütü 2020 verilerine göre ise Türkiye 3,6 milyon kayıtlı Suriyeliye ev sahipliği yapar. Ve Türkiye 370.000 kadar diğer uyruklardan mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.

 

Mülteciler bulundukları topluma entegre olma ve iş gücüne katılma noktalarında belirli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre iş gücüne katılım sürecinde karşılaşılan başlıca zorluklar vardır. Bunlar sınırlı dil becerileri, düşük istihdam edilebilirlik, bilgi ve hizmetlere sınırlı erişim, kayıtsız ve elverişsiz koşullar altında çalışma olarak belirtilmiştir. Her çalışana eşit davranmak bazen yeterli ve adil olmayabilir. Farklı kültürlerden gelen çalışanların ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterilebilecek uygulamalar geliştirmek ve sunmak daha uygun olacaktır. Bu kişilerin dil öğrenimine, gerektiğinde psiko-sosyal destek hizmetlerine erişimleri desteklenmelidir. Veya bu hizmetler için uzman kadrolara veya STK’lara yönlendirme yapabilirsiniz.

 

Yaşanabilecek iş kazası, haklar ve yükümlülükler çerçevesinde oluşabilecek hak ihlalleri kayıtlı istihdam ile kontrol altına alınmalıdır. Ayrıca firmada çalışma izni başvuru ve takip sürecine yönelik mekanizmalar bulunmalıdır. Mülteci çalışanların uyumunu desteklemek adına kültürler arası iletişim ve çalışma hayatına uyum etkinlikleri düzenlenmelidir. İş yerinde gerçekleşebilecek ayrımcı ya da nefret söylemi içeren davranış ve uygulamalar tespit edilmelidir. Buna yönelik şikayet mekanizmaları oluşturulması sorun çözücü ve önleyici olabilir.

 

Raporun tamamına buradan erişim sağlayabilirsiniz. 

Total
0
Shares
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share