7 Soruda: Merkeziyetsiz İnternet Neden Hepimizi İlgilendiriyor?

Her şeyden önce bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Merkeziyetsiz internet ifadesi kendini tekrarlayan ciddiyetsiz bir ifade. İnternetin ilk yıllarına tanık olmuş insanların “Ne demek kardeşim merkeziyetsiz internet?” diye heyheylenmesi mümkün. Çünkü internet zaten iletişim ağlarını merkeziyetten yani riskten uzaklaştırma çalışmalarının bir ürünüydü. Olay Soğuk Savaş yıllarına kadar uzanıyor. 1960’lı yıllarda nükleer savaş bir ihtimaldi. ABD ve SSCB arasındaki Küba füze krizi sürerken ülkeler olası nükleer savaş senaryolarına hazırlanıyordu. Bu sırada Soğuk Savaş döneminin ABD tarafındaki Think Thank’lerinden RAND’de konuşulan senaryolardan biri; “Böyle bir saldırı sonrası nasıl iletişim kuracağız?” sorusuna dayanıyordu. RAND’de araştırmacı olarak çalışan Paul Baran’ın bir önerisi vardı. Öneri “Yedekleme ve dijital teknolojiyi kullanarak daha sağlam bir iletişim ağı tasarlayalım” şeklindeydi. Bu, merkezleri dağıtan ve riski azaltan bir öneriydi. Tek bir noktaya saldırılıp iletişim ağının çökertilmesi ihtimalini ortadan kaldıracaktı. Başlangıçta birkaç kez reddedildi. Ancak Paul Baran’ın ısrarı, bugün internet dediğimiz World Wide Web’in temelini oluşturacaktı.

Mucidin Hayal Kırıklığı Neydi?

İşte tam da anlattığımız nedenle “Merkeziyetsiz İnternet” tanımı tuhaf. Çünkü o zaman, birileri “Arkadaş biz bu interneti tam da bu nedenle icat etmemiş miydik?” diye soruyor. Bu soruyu en çok soranlardan biri de World Wide Web’in mucidi olarak tanınan Tim Berners Lee. Lee, sadece sormakla kalmayıp, interneti kuruluş ideallerine döndürmek için bir de vakıf (World Wide Web Foundation) kurdu. SOLID gibi projelerle merkeziyetsiz internet ideali için de çalışmaya devam ediyor.

İnternet Neden Merkezileşti?

İnsanların durup dururken “Hadi interneti kuruluş ideallerinin aksine götürelim” diyecek hali yok. Ne oldu da işler bu hale geldi diye düşünmek doğal. İnternetin ilk yıllarını bilmeyenler ya da hatırlamayanlar, sanki her şey hep öyle başladı yanılgısına kapılabilir. Oysa ki internet yaygınlaştıkça ve e-ticaret geliştikçe her şey biraz daha fazla uzmanlık istemeye başladı. Sunuculara bağlanmak, kod yazmak gerekiyordu. Bugün merkezi platformların ara yüzleri ve kullanım kolaylıkları nedeniyle bize çok kolay gelen bir dosya yükleme işi bile bazen oldukça zorluyordu. İnsanlar web sayfaları yapmak istiyordu ama onun için bile temel kod yazma bilgisi ve ek donanımlara ihtiyaç vardı. Bu yüzden sunucu bulundurma ve kod yazma gereğinden kurtaran merkezi servisler oluşmaya başladı. Bunlar başlangıçta blog servisleri olarak göründü. Sonra sosyal medya belirdi. Böylece insanlar, sosyal medya platformlarının içine doluştu ve internet birkaç merkezden ibaret hale geldi. Herkesin kendi sitesinden satış yapması yerine büyük ölçeklerde, pazar yeri sistemiyle çalışan ve böylece tüm maliyetleri düşüren dev e-ticaret siteleri de zamanla oluştu.

Kullanım Kolaylığı Ne Anlama Geliyor?

İnternetin merkezileşmesi kullanım kolaylığının artması ve insanların da pratik ve kendilerine göre kazançlı olanı takip etmesiyle ilgili. Düşünsenize arkadaşlarımızın kendi kişisel web sayfalarına tek tek tıklamak yerine, her şey için bir sosyal medya platformuna girmek yetiyor. Farklı operatörlerde olsalar bile herkese ayrı ayrı SMS atmak yerine, Whatsapp gibi tek bir platforma girip herkesi aynı anda buluyor, sohbet ediyor ve bunun için ayrıca bir ücret bile ödemiyoruz. Bir ürünün en ucuz ve en ihtiyacımıza uygun olanını bulmak için bağımsız yüzlerce satış sitesinde dolaşmak yerine, pazaryeri sistemiyle çalışan birkaç dev e-ticaret sitesine uğramak bize yetiyor. Bunlar artık vazgeçmek istemeyeceğimiz kolaylıklar. Biri bize mikroblog oluşturmak için kod yazacaksın ve kendi sunucunu bulunduracaksın dese, çoğumuzun boş boş bakma ihtimali yüksek. İşte tüm bunlar merkeziyetçi temelde bir internete ne kadar alıştığımızın hayati göstergeleri. Kaldı ki eğer bu kadar kolaylaşmasaydı, internet şimdiki kadar yaygın olmayabilirdi.

Kolay İnternet Neye Mal Oldu?

Bu kolaylığın bedelini verilerimizle ve fazlasıyla ödüyoruz. Bu hem pratik hem bedava hem de eğlenceli. Platformlar bu yüzden çok çekici. Böylelikle verilerimiz oralarda birikiyor. Zaaflarımız ve sonraki adımlarımızı belirlemeye çalışan bir dikkat endüstrisinin hammaddeleriyiz. Gözetleme Kapitalizmi adı verilen yeni kapitalizm biçimi eskisinden farklı olarak doğanın sömürüsüne değil, insan doğasının sömürüsüne yöneldi. Bilgiyi ve ifadeyi küresel çapta özgürleştirmesi ve demokrasileri geliştirmesi beklenen internet, dezenformasyonu ifade özgürlüğü paketinde nefret söylemini ve trolleri de geliştirdi. Hakikat kaybı nedeniyle demokrasilerin altı oyuluyor, Cambridge Analytica gibi skandallar gündeme geliyordu. Merkezi platformlar kullanıcı dikkatini sürekli kılmak için, biriken veriden yararlanarak bazı algoritmalar kullanıyorlardı ve bu algoritmalar şeffaf bile değildi. Ayrıca 4 Ekim 2021’de yaşanan 6 saatlik Facebook ve bağlı şirketleri (Instagram, Whatsapp) kesintisi gösterdi ki, sadece bu platformların yaşadığı kesinti bile kimileri için genel internet kesintisi kadar büyük bir etki yarattı.  

Merkeziyetsiz İnternet Sorunlara Son Verebilir Mi?

Web 3.0 ya da Web3 diye de karşılaşabileceğimiz merkeziyetsiz internet ideali sorunlara son verebilir ama bu hiç kolay değil. Her şeyden önce Web 3.0’ın bir Galat-ı meşhur yani artık yerleşmiş bir hata olduğunu hatırlatmakta fayda var. Çünkü Web 3.0 merkeziyetsizliğin değil, semantik web’in bir ifadesiydi. Web3 şeklinde bitişik ve sıfırsız şekilde yazılınca blok zinciri teknolojisine dayalı merkeziyetsiz interneti temsil ediyor. Blok zincirine dayalı detayı önemli. Çünkü merkeziyetsiz internetin illa blok zinciri teknolojisi üzerinde çalışması gerekmiyor. Verilerin büyük merkezi noktalarda birikmediği, dolayısıyla riskin azaldığı her sisteme merkeziyetsiz denilebilir. Örneğin; yukarıda değindiğimiz Tim Berners Lee’nin SOLID modeli blok zincirine bağlı bir teknoloji değil. Merkeziyetsiz sistemlerin en basit örneği aslında e-posta teknolojisi denilebilir. Çünkü e-posta sistemi farklı sunucular arasında haberleşme ve dosya transferine imkân veriyor. Bu aslında internetin en ideal ve ilham verici formu. Öyle ki şirketimizin sunucusundan attığımız bir e-posta bambaşka bir şirketin sunucusuna gidebiliyor. Ancak Facebook’tan Twitter’a, Whatsapp’tan Telegram’a mesaj göndermek diye bir şey henüz yok. Sonuç olarak gerçek anlamda bir merkeziyetsiz internet, veri birikimi ve platformların bundan elde ettiği güçle ilgili güncel sorunların çoğuna son verebilir.

Merkeziyetsiz İnternetin Güçlükleri Neler?

Merkeziyetsiz platformlar henüz yok diyemeyiz, varlar. Ancak kitleler kullanmadığı için bizler de kullanmıyoruz. Facebook’un merkeziyetsiz muadili Minds, Diaspora, MeWe’yi çoğunlukla bilmiyoruz. Aynı şekilde Twitter’ın merkeziyetsiz muadili Mastodon ve Steem.it’ten, Youtube’un alternatifleri Minds, LBRY, D.Tube, PeerTube’tan çoğunlukla haberdar değiliz. Whatsapp’ın verilerimizi tutmayan muadili Signal’i bilsek de kullanamıyoruz. Çünkü insanlar orada değil, onlar olmayınca yeterince içerik yok, o zaman da bir anlamı yok. En büyük güçlük bu. Ayrıca merkezi sistemin en büyük avantajı olan kullanım kolaylıklarına bu platformlarda henüz ulaşılamadı. Merkeziyetsiz sistemler bir yandan güveni temsil ederken hâlâ yeterince güven verici değil. Dahası merkezi platformlar verilerimiz üzerinden para kazanmanın yanı sıra ölçek ekonomisinin avantajlarından da yararlandıkları için güçlüler. Merkeziyetsiz sistemlerde bu maliyetler hâlâ büyük engel. Eğer blok zinciri teknolojisi üzerinde çalışan bir merkeziyetsiz internet düşünüyorsak, bunun devasa enerji tüketimi henüz çözülememiş bir sorun ve bir tartışma olarak karşımızda duruyor.

Merkeziyetsiz İnternet Mümkün Olur Mu, Ne Zaman?

Web3 ve merkeziyetsiz internet vizyonu bugünden yarına gerçekleşebilecek bir şey değil. Bununla birlikte, merkeziyetsiz internetin tek formu olmasa da blok zinciri teknolojisi umut verici bir gelişme. Blok zinciri, şu anda çoğunlukla kripto paralar ve NFT gibi varlıklar üzerinden konuşulsa da genel olarak merkeziyetsiz internet vizyonu için önemli. Ancak insan şunu da düşünmeden edemiyor. Nasıl bir ani ihtiyaç doğacak da kullandığımız platformların merkeziyetsiz versiyonuna geçeceğiz. Herkes aynı anda veri bilincine mi sahip olacak, yasal düzenlemeler mi gelecek? Yoksa dijital emeklerimizin karşılığını verecek merkeziyetsiz temelde platformlar mı oluşacak? Belki birdenbire olmayacak ama önce yavaş yavaş sonra birdenbire olabilir. Çünkü insanlık uyanıyor ve bu fikrin zamanı geliyor. İnternetin bir sonraki aşaması bugünlerde Metaverse üzerinden konuşulsa da merkeziyetsiz internet vizyonu onu da kapsayarak, internetin geleceği olmaya en güçlü aday. Tüm zorluklarına rağmen.

 

Total
0
Shares
1 comment
  1. İnternet teknolojisinin her zaman merkeziyetsiz bireylere özgürlük alanı ile ortaya çıktığını zamanları yaşamış biri olarak Web2 ve sosyal medyanın keşfedilmesi özgürlük alanlarını kisitlama konusunda bir dönüm noktası olarak karşımıza çıkıyor.Sosyal medya mecralarınin verilerimizi alarak kullanıcıların tercihlerine yön vermesi Internet teknolojisini apayrı bir noktaya taşıdı.Geldigimiz noktada kutuplaşma bir dünya hoşgörüden düşünce özgürlüğünden uzaklaşmış bir topluluk haline dönüştüj.
    Web3 ise blokzincir ve bireylerin verilerini istemedikleri hiçbir siteye vermeme durumu interneti ilk çıktığı merkeziyetsiz noktaya tekrar taşıyabilir. Hiçbir şey birden bire olmayacak.Yazinizda belirttiğiniz üzere sosyal medya devlerinin interneti bu noktaya getireceği bilinmezken bu noktadan merkeziyetsiz bir internete geçmek kolay olmayacak ama olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts
Total
0
Share